Cumhuriyet, halkın egemenliğine dayanan bir yönetim biçimidir. Monarşi, devlet idaresinde bir kişinin dahlinin olması anlamına gelmektedir. Oligarşi de devlet idaresinde belli bir grup rol oynamaktadır. Bu yönetim anlayışlarında hak ve özgürlüklerin korunması bakımından bazı benzerlik ve farklılıklar bulunmaktadır.
Cumhuriyet, halkın egemenliğine dayanan ve halkın iradesinin tecelli etmesiyle hükümet sistemlerinin kurulduğu bir yönetim anlayışı olarak diğer oligarşik ve monarşik yönetim anlayış ve prensiplerinden temel olarak ayrılmaktadır. Monarşide tek kişinin söz sahibi olması, oligarşşide belli bir gurunun dahil olması cumhuriyette olmayan şeylerdir.
Cumhuriyet tamamen milletin egemen olduğu bir yönetim şeklidir. İktidarı halkın çoğunluğunun belirlediği, halkın yönetimde yer aldığı yönetiliş biçimidir.
Özgürlükler, hak ve adalet herkes için aynıdır. Bağımsız bir yargı vardır. İfade özgürlüğü vardır. Kişilerin hakları ve özgürlükleri anayasanın belirlediği kurallar çerçevesindedir.
Monarşide ise tek yönetim şekli vardır. Tüm halkı belirli bir hükümdar, kral vb. yönetir. İstediği değişiklikleri yapma hakkına sahiptir. Egemenlik milletin değildir. Monarşi, mono (tek) kelimesinden türemiştir.
Oligarşide ise belirli bir azınlığın yada seçilmiş azınlığın yönettiği ve biraz daha baskıcı yönetim şeklidir. Bu yöneten azınlık kuralları istediği şekilde değiştirme hakkına sahiptir. Bu tarz yönetim şeklinde görevi kötüye kullanmaya oldukça açık bir sistem mevcuttur. Kişi hak ve özgürlükleri kısıtlanabilmektedir.
Bu yüzden Cumhuriyet yönetimi halkların huzurlu bir şekilde yönetilmesi açısından en doğrusudur. Çünkü hak ve özgürlükler her şeyin başında gelmektedir.