Çöl kurak ve çorak bir ortamdır. Bu ortam gündüzleri çok sıcak, geceleri ise çok soğuk olmaktadır Gündüzleri çölde sıcaklıktan fazla olur ve kavrulma derecesine varır. Geceleri ise kum fırtınaları çıkar ve çöl şekil değiştirerek bambaşka bir hal alır.
Çölde susuz kalan birinin fizyolojik olarak zayıfladığı, halsiz düştüğü bilinmektedir. Çölde susuz kalan biri psikolojik olarak hayaller görmeye başlar. Yansımaları gerçek sanar ve su kaynaklarına ulaştığını zanneder. Susuz kalan birinin serap gördüğü ve bu serapların da güneşin yansımaları olduğu bilinmektedir. Bu da halüsinasyon olarak ortaya çıkan bir durumdur.
Kısa bir hikaye: Çölde susuz kalan bir adama yardım eden deve sahibi
Devesiyle birlikte çölde yürümekte olan bir bedevi, güçlükle yürüyen, susuzluktan dudakları kurumuş bir adama rastlamış.
Adam bedeviyi görünce su istemiş. Bedevi adama içmesi için bir kap su vermiş.
Suyu içen adam birden bedeviyi iterek deveye atladığı gibi kaçmaya başlamış.
Bunun üzerine deveyle kaçan hırsız adamın arkasından bedevi bağırarak şöyle demiş:
“Tamam, deveyi al git ama senden bir ricam var. Sakın bu olayı kimseye anlatma!”
Bu isteği tuhaf bulan hırsız adam biraz duraklayıp, geri dönmüş ve neden böyle dediğini sormuş:
“Eğer anlatırsan, demiş bedevi, bu her yere yayılır ve insanlar bir daha çölde muhtaç birini görünce yardım etmezler.”