Uzman pedagog Adem Güneş, katıldığı bir söyleşide ‘Çocuklarınıza mahremiyet eğitimi vermek istiyorsanız, onu öperken izin almalısınız.’ der. Programın sonunda ise bir beyefendi uzman pedagogun yanına yaklaşarak, “Hocam, kusura bakmayın ama eğer pedagoji, kendi kızımı öperken izin almamı tavsiye ediyorsa, ben böyle pedagojiyi kaldırır çöpe atarım. O benim kızım yahu! Neyin iznini alacağım? Sarılırım da, öperim de, kime ne?” yanıtını verir…
Birçok aile dile getirmese de aklından bu düşünceyi geçirebilir. Kendi evladından izin alma düşüncesi lüzumsuz gelebilir. Fakat çocukların gelişiminde ‘aura oluşum süreci’ önemli bir yer tutuyor. Aura, sınır demek. Bu eğitim ise çocuğun etrafında yaklaşık 45 santimetrelik bir mesafeyi kaplayan, ruhsal emniyet alanının kazandırılmasını içeriyor. İzinsiz ihlal edildiğinde çocuk rahatsız olur ve kendini korumaya çalışır; duygularını ve bedenini zarara uğratacaklarla mesafesini koruyabilmesi için bu mahremiyet hissi sınırına ihtiyaç duyar. Bu noktada uzman pedagog Adem Güneş, ebeveynin, belli bir mesafede durması, çocuğun göz hizasına kadar eğilip tebessüm ederek, ‘Seni öpebilir miyim?’ diye seslenmesini, çocuğa mahremiyet hissi sınırını fark ettirebilmek için gerekli olan pratik bir uygulama olduğunu belirtiyor.
Çocuktan izin almak değerlilik hissini oluşturur
Aile içinde bu saygınlığı hissetmiş çocukların kendi korunaklı sınırlarını bildiğini, bu yüzden başkalarının sınırlarına da saygılı davranacaklarını aktaran uzman, “Böyle çocuklar, markette sıra beklerken önündeki kişiye fazla yaklaşmadan durur. Asansöre binip inerken kendinden öncekini bekler. Arkadaşının kalemini kullanırken izin alır.” ifadelerini kullanıyor. Çocukluk döneminde kişilik sınırları yaşamış yetişkinlerin, konuşurken muhatabının sözünü kesmediğini, düşüncelerini ifade etmesi için ona fırsat tanıdığını vurgulayan Güneş, okullarda görülen akran zorbalığının temel nedeninin bundan dolayı olduğunu da belirtiyor. Zorba davranışlar sergileyen çocukların, kendi kişilik sınırlarının oluşmayacağını dile getiren uzman pedagog sözlerine şöyle devam ediyor: “Böylesi bir çocuk, teneffüste, koridorda kendi halinde yürüyen küçük bir çocuğun başına ‘pat’ diye vurabilir. Arkadaşının çantasından izinsiz eşya alıp dilediği gibi kullanabilir. Bir kız çocuğunu rahatsız etmekten rahatsızlık duymayabilir. Çocuğa saygılı davranmak gerektiğinde ‘Seni öpebilir miyim?’ diye izin almak, onda değerlilik hissini oluşturur. Bütün anormal davranışların kökeninde değersizlik hissinin yattığı göz ardı edilmemesi gereken önemli bir gerçektir.”