10 yaşındaki oğlumu ibadetler konusunda zorlamak istemiyorum. Özellikle namaz ibadetini ara ara gündeme getiriyor, gerekliliğinden söz ediyorum. Sonrada onu namaza davet ediyorum. Fakat çoğu zaman erteliyor. Namaz ibadetinin alışkanlığa dönüşmesi için neler yapabiliriz?
Çocuklara namaz ve ibadetin neşvesi, neşesi zihinsel bir eğitimle çocuğa akıl vererek, gerekliliği anlatılarak öğretilmesinden öte şu var. Öncelikle çocuğun namazın keyfini, namazın huşusunu, namazın hissiyatını duyabilecek kıvama gelmesi lazım… Yani örneğin bir dindar çocuk yetiştirmek istiyorsanız, evin içerisinde bir sekine, bir sükunet hali olması lazım. Arka taraftan hafifçe bir Kuran sesi gelmeli. Evin içerisinde bağırtı, gürültü olmamalı. Kendisine hakim olan bir anne, kendisine hakim olan bir baba olması lazım… Evin içerisinde cemaatle namaz kılınıyor olması gerekir. Yani çocuk dini duyguları duyabileceği bir zemin üzerinde olması lazım. Anne açıp bir tarafta Kuran okurken gözleri hafif hafif yaşlandığında, içerisinde Allah’ı duyumsamaya başladığı sırada gözlerinden hafif hafif yaş geldiğinde gözlerini böylece silmesi lazım. Oğlu yanına geldiğinde, ‘‘Anne niye ağlıyorsun?’’ diye sorduğunda oğluna da sarılıp ağlaması lazım.
‘‘Allah’ı içimde duyduğumda içimde bir şey oluyor, ne olduğunu bilmiyorum. Peygamber Efendimizi(s.a.v) içimde duyduğumda bilemiyorum içimde büyük bir iştiyak oluyor, özlem oluyor, oğlum O’nu hatırladığım sırada O’na karşı duygularım birden bire coşuyor. O’nun yaşamı, müminleri ne kadar sevdiği aklıma geldiğinde, onu namaz kılarken hayal ettiğimde gözlerim doluyor oğlum’’ diyerek çocuğun önce duygu zeminini oluşturmuş ise, kendi hissiyatınızdan dolayı çocuğa da bir his kopyalaması yaptığınızda, işte çocuk o zaman seccadeye kapandığında siz şaşırır kalırsınız. ‘‘Allah Allah! Bu çocuk secdede uyudu kaldı mı?’’ diye düşünürken, çocuğunuz gözlerini kaldırdığında sizin gözyaşlarınızı onun gözünde görürsünüz… Ve çocuğunuza sorduğunuzda; ‘‘Oğlum niye ağlıyorsun?’’
‘‘Bilmiyorum anne bilemiyorum, içimde bir şeyler oluyor anne’’ diyerek, içindeki coşkuyu ve Allah sevgisini ifade eder.
Yani çocuklara dini eğitim zihinsel olarak değil, ondan önce duygu dünyasının hazır edilmesiyle birlikte verilmesi lazım…
‘‘Hocam günlük koşturmalarımız, evin içerisindeki telaşımız, çırpınışlarımız bizi de dinden uzak tutuyor. Biz de böyle çok duyumsayarak namaz kılamıyoruz, ibadet yapamıyoruz.’’
O zaman çocuğunuzun karşısına duyan birisini çıkartın… Çocuk ancak duyan birisiyle birlikteyken duyar. Siz aslında duyamaz halinizle mi anlatıyorsunuz? O zaman çocuğunuz da duymaz. Siz ibadeti bedeni olarak ve zorlana zorlana mı yapıyorsunuz? Aslında ibadetin neşesini ve coşkusunu içinizde duyamadan, eve geldiniz bir an önce namaz kılayım bir an önce şu işleri de aradan çıkartayım diye mi yapıyorsunuz? Allah kabul etsin bütün ibadetlerinizi ama çocuğu da karşınızda o şekliyle ibadete ve dini değerlere doğru götürmeyin. Duyan birisiyle tanıştırın, duyan birisiyle otursun, duyan birisiyle kalksın. Bu kişi çocuğun dayısı olabilir, amcası, yengesi olabilir. Falanca mahalledeki bir abisi olabilir. Çok değil, haftada 1-2 görsün sadece. Onu ibadet ederken, Kuran okurken, namaz kılarken görsün, o hali kendisine hal olarak benimsesin. İşte o zaman göreceksiniz çocuk nasıl namaz kılıyormuş. Yoksa anne babalar; ‘‘Oğlum namaz kıl, oğlum ezan okundu, oğlum abdest aldın mı? Namazını kıldın mı?’’ Yahu bu sesle çocuğa namaz söylenmez ki… Çocuğa yapmadığınız şeyleri hep hatırlatıyorsunuz. ‘‘Oğlum kalk namaz kıl, ibadet et, bak ibadet iyi bir şeydir, namaz kılmak, dini değerlere bağlı olmak iyi bir şeydir.’’ Duymuyorsun ki sen! Duymadan çocuğa dini bilgiler verilmesi yanlış olur.
Çocuk Deyip Geçmeyin Bölüm 235/ Kısım 5- 3 Ocak 2012