Ak Parti’nin ilk defa Aile Bakanlığı’nda iyi bir tercih yaptığını düşünüyorum. Prof. Ayşen Gürcan’ın Aile Bakanlığı’na seçilmesine sevindim. Şimdilik geçici hükümette fakat inşallah yeni hükümette de görevine devam eder.
Ayşen Hanımı tanırım ve onun Aile Bakanlığı’na seçilmesi Ak Parti için umudumu artırdı. Demek ki artık Aile Bakanlığı gibi önemli bir görevde sadece Avrupa Birliği kararlarını uygulamaktan başka bir şey yapmayan, aileyi korumayı erkeklere ceza yağdırmak zanneden sakat zihniyetlerden vazgeçilip, onun yerine kafasını kullanmayı bilen dini ve beşeri ilimlere vâkıf birine görev verilmesini Ak Parti için çok olumlu bir değişimin habercisi olarak görüyorum, inşallah yanılmam.
Ayşen Gürcan’ın eşinden ayrılmış olmasını Aile Bakanlığı için olumsuz bir şeymiş gibi sunanlara ise şunu hatırlatmak isterim. İnsanlar genellikle kaybettikleri şeyin kıymetini, sahip olanlardan çok daha iyi bilirler. Bunu eski eşi kaybetme anlamında söylemiyorum, evliliğin kıymetini bilmek anlamında söylüyorum. Belki o kişi gerçekten onun için olmayacak kişiydi ve o evlilik bitmeliydi. Bu, o kişinin özel hayatı bizi ilgilendiren bir tarafı yok. Yalnızlığın çilesini çeken, evliliğin kıymetini daha iyi bilebilir. Yani kişinin boşanmış olması evlilik hayatının değerini bilmediğini, evli olması da aile hayatına çok önem verdiğini göstermez. Zira bundan önceki Aile Bakanlarımız evliydi ve aileye en büyük darbeyi onlar vurdular.
Konuyu özelden genele açarsak pek çok evli çift maalesef evliliğin kıymetini bilmiyor. Sahip olduğumuz şeylerin kıymetini çoğunlukla bilmediğimiz gibi. Bir kolunu kaybeden insan, iki kola sahip olmanın ne kadar kıymetli bir şey olduğunu daha bilir. Bugün eşinizden şikayet ettiğiniz pek çok şey yarın onu kaybedeceğinizi bilseniz önemsiz kalır.
Kadın ve erkek birbirlerinin tamamlayıcısıdır. Bir taraf olmadığında diğer taraf yarım kalır. Ve eksikliğin yerini hiçbir şey dolduramaz. Ancak gerçekten kötü bir evlilikse ve düzelecek tarafı yoksa, kangren olan kolu kesmek nasıl gerekliyse, o evliliği de bitirmek gerekir. Fakat kolun hasta olduğu için kesilmesi, kişinin bir yanının eksik kaldığı gerçeğini değiştirmez.
Bir kolu olmayan kişi, parmağındaki çıban yüzünden kolunu kestirmek isteyen kişiye, iki kolu olandan daha çok üzülür, çünkü onun yaşayacağı zorlukları bilir, ona engel olmaya çalışır. Tabii ki iyi kalpliyse notunu da düşmek lazım. Zira kendi mutsuz olduğunda başkalarının mutluluğunu kıskanan ve onların da mutsuz olmasını isteyen hasta tipler de var. “Tek kollu olmak çok rahat, sen de kestir kurtul.” diyenler de çıkıyor ve onlara inanıp çıban yüzünden kolunu kestirenler de çok oluyor maalesef.
Ki günümüz boşanmalarının pek çoğu çıban yüzünden kolunu kestirmek gibi küçük problemlerin büyütülmesi yüzünden oluyor. Boşandığı için pişman olan pek çok kişiden mesajlar geliyor. Hele sevdiklerinden ayrılanların pişmanlıkları daha büyük oluyor. Tencere tabak kavgası yüzünden ayrılanlar bile var.
Kısacası “aile problemleri ve boşanmalar” ülke olarak en büyük derdimiz ve ben Ayşen Hanımdan umutluyum. Aileye değer verenler olarak bizler takipçisi olacağız ve faydalı işlere imza attığında takdir edip, hataları olduğunda da uyaracağız. Tabii öncelikle onun için çok dua edelim, Rabbim yardımcısı olsun, çok faydalı, hayırlı hizmetlere imza atsın inşallah.
http://www.gazetevahdet.com/cilesini-ceken-kiymetini-daha-iyi-bilebilir-3407yy.htm