Haksızlığa uğrayıp da hakkını koruyamayan insan daimi bir bunalım ve isyan duygusu içinde kıvranır. Bu durum insanlarda manevi çöküntü yaratır. Bu noktadan itibaren huzursuzluk denilen korkunç gerçek ortaya çıkar. Huzursuzluk da insan ruhunu yıpratan, bir bakıma karakteri bozan faktörlerden bindir. Şahsi huzursuzlukların gittikçe çoğalması sonunda toplum huzursuzluğu başlar. Bu da toplumun varlığı için en büyük tehlikedir.
Çıkarlarımız ne olursa olsun, hiç bir zaman haksızlığa yönelmemeli kötülük tohumlarının fidan vermemesi için haksızlık yapanlara engel olmalıyız. İnsan olmak, haklara saygı göstermektir.
Çevremizde şahit olduğumuz haksızlıklar karşısında şunları yapabiliriz;
- Eğer görülen haksızlık bizim düzeltebileceğimiz, engelleyebileceğimiz bir konu ise hemen o haksızlığı düzeltmeliyiz.
- Eğer gördüğümüz haksızlık bizim düzeltebileceğimiz bir şey değilse o haksızlığı düzeltebilecek kişilere ulaşabiliriz, onlara haber vererek düzeltebiliriz.
- Eğer konu bir suç teşkil ediyorsa gerekli yerlere şikayet edebiliriz.
- Gördüğümüz haksızlığın yanlış olduğunu haksızlığı yapanlara söyleyebiliriz. Tepkimizi dile getirebiliriz.
- Bunların hiçbirini yapamıyorsak en azından kalben bu olayı tasvip etmeyiz.
- Ancak hiçbir şekilde çevremizde gördüğümüz bir haksızlığa duyarsız kalmamalıyız.