Çehov tarzı hikayede durum, kahramanların ruhi portrelerini vererek göz önüne serilir. Bu tarz hikayelerde Maupassant tarzında görülen sıralı olaylar mantığı hakim değildir, ayrıca hikayenin gücü olaydan kaynaklanmaz. Hayatın herhangi bir anı, bir durum vak'ayı kurmak için yeterlidir. Çehov tarzı hikaye, yazılması ve okunması emek gerektiren, dili seçkin, anlatımı itinalı, ne anlattığı kadar nasıl anlattığı da önem taşıyan hikayeyi temsil eder. Rus yazar Anron Çehov'un "Güzel hikaye yazmak için yazdıklarınızın başını ve sonunu atınız." cümlesi durum hikayesinin klasik vak'a hikayesindeki giriş-gelişme-sonuç üçlüsüne bakışını özetlemektedir. Bu tarz hikayenin bir özelliği de şahıs kadrosunun dar olmasıdır.
Çehov Biçimi/Tarzı Hikâye:
Hikâyede asıl olan "olay" değildir. Hikâye, sona erdiği zaman her şey bitmiş değildir. Hikâye, asıl bundan sonra başlıyor demektir. Zira, kişiler tamamıyla tanıtılmadığı, olaylarda kesinlik hâkim olmadığı için okuyucunun hayal kurması devamlı hareket hâlindedir ve kendine göre yorumlar yapmaya uygundur.
Hangi sosyal sınıftan, milletten olursa olsun insanın ortak vasıfları bulunmalı ve hikayeye konu edilmelidir. İnsanda dış görünüşten ziyade şahsiyet analizine yönelinmiştir. Çehov tarzı hikayede her hikaye, büyük insan yapbozunun tamamlanmaya çalışan bir parçasıdır. Türk edebiyatında bu tarzın ilk örnekleri Memduh Şevket Esendal ile verilmiştir.
- Durum Hikayesinde Türk Edebiyatında olan temsilcileri, Sait Faik Abasıyanık ve Memduh Şevket Esendal'dır.
- Durum Hikayesinde Dünya Edebiyatında olan temsilcisi, Antone Çehov'dur.
Durum Hikayesi Özellikleri
- Olay değil günlük yaşamdan bir durum, bir kesit anlatılır.
- Serim, düğüm ve çözüm bölümlerine sahip değildir.
- Okuyucuda heyecan ve merak duygusu uyandırmaz.
- Kahramanların özellikleri, mekan ve zaman unsurları direkt anlatılmaz okuyucuya sezdirilir.
- Olay örgüsünden ziyade tema ön plana çıkarılır.
- İmgeler, psikolojik tasvirler ve duygular okuyucuya hissettirilir.
- Günlük yaşamdan olabilecek her şey hikayenin konusu olabilir.
- Günlük yaşamdaki sıradan kişiler hikayelerin kahramanlarını oluşturur.
- Hikaye bittiğinde her şey sona ermediğinden geri kalanlar okuyucunun hayal gücüne bırakılır.
- Betimleyici anlatım ön plana çıkar.
- Kişi ve mekan tamamen tanıtılmadığından ve olayda bir kesinlik bulunmadığından okuyucunun hayal gücü sürekli devrededir.