Çanakkale Savaşı konulu anılar

Çanakkale Savaşı konulu anılardan bir kısmını yazımızın devamından okuyabilirsiniz.

….Düşman askeri öylesine korkmuştu ki, Ertuğrul Koyu'na (V Kumsalı) girmiş olan büyük nakliye gemisinden inmeyi reddettiler. Komutanlar ve subaylar kılıçlarını çekmişlerdi ve adamları merdivenlerden aşağı gönderiyorlardı. Ama hiçbiri Türk kurşunlarından kaçamıyordu. (Binbaşı Mahmut Sabri)

… Gözlerimizin önündeki manzarayı anlatmak olanaksızdı. Filikalar şimdi hemen hemen birbirlerine yanaşmış olarak kıyıya kadar uzanıyordu ve içleri parçalanmış cesetlerle doluydu. Sonuncu filika ile kıyı arasında cesetlerden bir iskele vardı. Ölülere basmadan kıyıya çıkmak mümkün değildi ve koyun suları kandan kıpkırmızı kesilmişti. (Teğmen R. B. Gillet)

… Mevzilerimize yaklaşan Türk saflarını görebiliyorduk. Olağanüstü bir cesaretle çarpışıyorlardı ve ateşimiz karşısında yıkılan bir safın yerini alan bir diğeri bize karşı yürüyor, sağ kalanlar korunmalı bir yerde toplanıp tekrar üzerimize geliyorlardı. (Yüzbaşı Robert Whigham)

Edincikli Mehmet Er

''Edincikli Mehmet Er'in top mermisinin parçaladığı kolundan kanlar içerisinde bir et parçası sarkıyordu. Komutanına yalvarıyordu;

''Komutanım ne olur şu kolumu kes!''

Sağ eliyle yakaladığı ve tuttuğu sarkık kola bakan Teğmen donup kalmıştı. Edincikli Mehmet Er, gür sesiyle yineledi;

''Allah Aşkına , Allah Rızası için kes şu kolumu!'' Bu ilahi cümleleri emir gibi işiten Teğmen Saip, bıçağı Er'in koluna vurur. Gık demez Edincikli Mehmet. Bir sağ elindeki kola bir ileride Allah! Allah! nidaları arasında çarpışan erlere bakar ve kolu fırlatır;

''Bu kol vatana feda olsun!''

Bekir Çavuş

“Reşit Paşa vapuruna bir gün Bekir Çavuş isminde bir ağır yaralı getirdik. Onu cephenin ön saflarında bulmuştuk. Bir ayağı kangren olmuştu. Hemen Reşit Paşa vapurunda ameliyat masasına yatırdık. Ayağını kestik. Bir tek ayağı ile kalmıştı ama vaziyeti çok tehlikeli idi. Kangren çok ilerlemişti. Aynı zamanda pek fazla kan kaybetmişti. Adeta ölmesini bekliyorduk.

O gece sabaha karşı kamaramın kapısı hızlı hızlı vuruldu. Kalktım dışarıda bir ses:
Çanakkale Menzil Hastanesi’ndeki Türk yaralıları…
- Başhemşire… Başhemşire… diye bağırıyordu…
Hemen giyinip fırladım, genç bir Alman hastabakıcısı:
- Hani ayağını kestiğimiz yaralı yok mu? Bekir Çavuş mu?
- Evet. Ne oldu peki?
- Kendisine bir hal geldi hemşire, tek bacağıyla ayağa kalktı. Odanın içinde dolaşmak istiyor.
Hemen koştum. Bekir Çavuş yaralarından kanlar aka aka ayağa kalkmıştı. Yanına koştum. Bileğinden tuttum, müthiş ateşi vardı.
- Aman Bekir Çavuş dedim. Ne yapıyorsun? Bu hal ile ayağa kalkılır mı?
Bekir Çavuş kendini kaybetmiş bir halde idi.
- Aman dedi. Ne diyorsun? Emir geldi, emri yerine getirmek lazım! Tabi kalkacağım.
Ve sabaha karşı Bekir Çavuş kollarımız arasında dünyaya gözlerini büsbütün kapadı. Bu adamcağız son dakikasına kadar kumandanın emrini, kendisine verilen vatan vazifesini yapmaktan başka bir şey düşünmüyordu. Son dakikasında bile ne annesini ne sevdiğini düşünüyordu.
Kansız beyaz dudaklarından çıkan en son cümle:
- Emri yapamadım, oldu.
Fakat ben ona kani idim ki Bekir Çavuş vazifesini son derece yapmıştı.”

İlk Türk Hemşiresi: SAFİYE HÜSEYİN (ELBİ)

Bulutun Koruması

Menkıbelerde bir başka mucizevî yardım da bir İngiliz Alayının bulutların içinde kayboluşu biçimindedir. Olay şu şekilde anlatılmaktadır;

” O gün Kraliyet Alayı taze kuvvetlerle bu saldırıda görev aldı. Sağ cenahta yer alan bu alay, daha az bir mukavemetle karşılaştığı için hızla ilerlemeye başlamıştı. Alay, Azmak Deresi’nin kuru yatağını geçmiş, Kayacık Ağrılı mevkiinden Damakçı Bayırı’na doğru yürüyordu. Karşılarında küçük bir tepe vardı. Tepenin üzerinde garip, soluk renkte bir bulut durmaktaydı. Alay, sol taraftaki Ağıl Dere’ ye inmeden tepeye doğru ilerledi ve bulutun içine girip kayboldular. Yâni alanda askerlerin Mestan Tepe’ den şaşkın bakışları arasında 7-8 değişik bulutla daha birleşerek Trakya istikametine doğru uçup gittiler. Orada bulunan 267 İngiliz askerinden hiçbirinin izine bir daha rastlanamamıştır.”

👍 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan, isimsiz ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.
Yorumlar (20)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

SORU & CEVAP Haberleri