Evet iddia ediyorum bu dü-zen de-ğiş-mez.. Bu iddiamın ıspatını da şahitler huzurunda uygulamalı olarak yapmışım. Nasıl mı?
Uygulama yaptığım örneklem kümesi çok üstün özelliklere sahip 30-35 kişilik bir küme. Evvela hepsi " beyaz yakalı",tamamı üniversite mezunu. İçinde çok sayıda kişinin master eğitimi var. Dokora yapan 3 kişi var. Çoğunluğu evli.
Böyle bir grubu Hakan Bayraktar bile bulamaz.Ben mi nasıl buldum? Bu grup bizim servis grubu.. Tezimi bu grup üzerinde uygulama ile ispatladım. (Acizane literatüre katkımız olsun)
Dün serviste mini bir refarandum yaptık. Ve referandumdan "düzen değişmesin" çıktı.
Nasıl mı? Hani geçen hafta "servis çilesi" diye bir yazı yazmıştım ya, işte o yazı çok etkili olmuş. Sorumlular o yazı üzerine ertesi günü servise gelip inceleme yaptı ve orada belirtilenlerin doğru olduğunu tespit etti. Firma yetkilisi serviste gördüğü manzaradan dolayı utandı ve özür dileyerek büyük bir politikacı edasıyla hafta başında servis aracının değişeceğini vaat etti. Servistekileri müthiş etkilemişti.
Büyük bir iş başarmıştık, bir birimizi tebrik ediyorduk, yaşa varol sesleri arasında herkes bu garibana teşekkür edip, desteklediklerini dile getirmişlerdi.
Evet artık gücümüzün farkına varmıştık. Bu güc bizdeyken başka neler yapmazdık ki. İş yerimizin katlarına çay servisi bile koydurabilirdik mesela..
"İşte" dedim "demokrasi budur, keşke her yerde demokrasi olda, yöneticilerimiz halkın sesine kulak verse... özgür medyanın gücü de budur. Facedeki bir yazı nasılda etkili oldu.."
Heyecanla bu değişikliği beklemeye durduk. Gün geldi ama servis değişmedi. Serviste bazı değişiklikler göze çarpıyordu. Ben işkillenmedim değil. Eski ve tozlu yolluğun üzerine farklı bir renkte yolluk serilmiş, kirli camlar değişmiş, yerlere üstün körü bir paspas çekilmiş, koltukların tozu alınmış. Ama tozlu perdeler halâ daha duruyordu, üstelik kornişinden çıkan uçları bile raylarına takılmamıştı.. asıl sorun olan klimanın durumu da henüz belli değildi.
Neyse efendim, İçimizdeki temsilcimiz ayağa kalktı ve araçla ilgili refaranduma gidileceğini söyledi. Önce yabancı biri var mı diye şöyle bir göz gezdirdikten sonra, aracın kapılarını kapatmayı da ihmal etmedi. Seçim güvenliği sağlanmıştı, artık oylamaya geçilebilirdi.
-Arkadaşlar bu araç değişsin mi değişmesin mi?
İçeride yaklaşık 30 kişi vardı.
-Önce değişmesin diyenler el kaldırsın. Peki değişsin diyenler..
Sonuç 5'e 5 ...Gerisi çekimser...
Ben şok oldum.
Çekimserler ve değişmesin diyenler gerekçelerini açıklamaya başladılar: "Daha iyisi yok" bu söz bana çok tanıdık gelmişti.
Bütün girdiğim ortamlarda,sohbetlerde bunun "daha temizi bulunmaz" inancının ne kadar yanlış olduğunu,bu sözün ümidsizilik işmam ettiğini anlatırken... şu an geldiğimiz noktaya bakınca herkesin duyacağı bir şekilde,"ruhun şâd olsun Nasrettin Hocam" deyivermişim. Bazıları döndü,şaşkın şaşkın bakıp "Servisle Nasrettin Hocanın ne alakası var" dediler.
İşte bu, size canım Türkiyemin iz düşümüydü.
Değişmesin diyenlerden bazıları üç gün önce "bu servis değişmeli" diye mangalda kül bırakmıyordu. "Vay efendim vergimizle... pardon paramızla neden rezil oluyoruz.. daha temiz bir servis aracını hak etmiyor muyuz.. yöneticilerimiz uyuyor mu, teftiş etmiyor mu.. bu servis şirketine muhtaç mıyız... alıp verilmeyen bir şey mi var..," diyenler,şimdi tersini söylüyordu.Manzara bire bir Türkiye'nin şu halini yansıtıyordu.
Evet şimdi anladınız mı bu düzenin niçin değişmeyeceğini..Çünkü mantık aynı mantık... "bunların hepsi aynı, daha temizi mi var..ya gelecek hükümet pardon servis daha kirli ise..şöfor daha kötüyse..,"
Nihayet mahallemize geldik ve inmek için yazıya ara verdim,merdivenlerden inerken gayrı ihtîyarî tavan bağajının kenarından tutmuşum,indiğimde elim simsiyahtı.Halbuki servis şirketinin sahibi beni uyarmıştı,"senin elinin ne işi var orda."diyerek,elimizi bi yere değdirmeden gidip gelmemizi emretmişti.
Maalesef servisi değiştirmeye gücümüz yetmedi,ama olsun demokrasi kazandı.Her türlü karara saygı duymak gerek..Ben de saygı duyuyorum arkadaşlarımın bu kararına,tabii bu arada şöföre daha büyük saygı duymam gerekecek bundan sonra..
Şimdi şirket sahibinin balkon pardon otobüs konuşmasını ne zaman yapacağını merakla beklemedeyiz..
Son kez altını çiziyorum " bu düzen değişmez,hele servis aracını değiştirmeyi göze alamayanlar...."
İşte halimiz böyle "canım Türkiyem."