Canlıların yeryüzüne dağılışında insan faaliyetlerinin yanı sıra diğer canlıların da etkisi bulunmaktadır. İnsanların yeryüzündeki bitki ve hayvanların dağılışına etkisi genelde olumsuz olmakla birlikte olumlu etkileri de olabilmektedir. İlk çağlardan bu yana doğadan çeşitli şekillerde yararlanmaya çalışan insanlar; avcılık, bitki örtüsünün tahribi vb. faaliyetlerle bitki ve hayvanların dağılışını olumsuz etkilemiştir. Sanayi Devrimi'yle birlikte doğaya müdahalesi artan insanın canlıların dağılışına etkisi daha da belirginleşmiştir. Bu anlamda günümüzde görülen aşırı avlanma, ormanların ve otlakların tahrip edilmesi, evsel ve endüstriyel atıklarının toprağı ve yer altı sularını; fosil yakıtların ise atmosferi kirletmesi gibi beşerî faaliyetler canlı türlerinin azalmasına yol açarak biyoçeşitliliği olumsuz etkilemektedir. Nesli tükenmekte olan hayvanların koruma altına alınması, doğal koruma alanlarının oluşturulması, biyoçeşitliliğin azalmasını önleyici yasalar çıkarılması ile bölgesel ve küresel ölçekte sözleşmeler imzalanması biyoçeşitlilik üzerinde insanların olumlu etkileri arasında sayılabilir.
Biyolojik faktörlerden olan diğer canlılar, ekosistemi oluşturma ve burada faaliyet gösterme adına birbirleriyle sıkı ilişki içindedir. Yeryüzünde bitkilerin gür ve çeşitli olduğu alanlarda hayvan türlerinin de çeşitlendiği görülmektedir. Her iklim bölgesinin farklı bitki örtüsüne sahip olması, değişik hayvan türlerinin bu alanlarda toplanmasına neden olmuştur. Ayrıca bitki ve hayvanların dağılışında görülen benzerlik, hayvanların çoğunun bitkilerle beslenmesinden kaynaklanmaktadır.
Mısır’da bulunan Süveyş Kanalı'nın açılması (17 Kasım 1869) ile Akdeniz ve Kızıldeniz arasında canlı geçişi başlamıştır.
Yeryüzündeki coğrafi şartların değişimine bağlı olarak canlılar, öncelikle değişen koşullara uyum sağlamaya çalışır. Uyum sağlayamayanlar, yaşamları için gerekli coğrafi şartların bulunduğu bölgelere göç eder. Göç edemeyen ve bu koşullara uyum sağlayamayan canlıların birey sayısı azalarak zamanla nesilleri tükenir.
Biyolojik çeşitliliği tehdit eden insan kaynaklı bir çok faktör vardır. Bunlar;
- Çayır–mera ve yaylaların aşırı otlatılması
- Toprak aşınması ve süpürülmesi (Erozyon)
- Nüfus artışına bağlı olarak şehirlerin yayılış alanının genişlemesi
- Tarımda kullanılan kimyasal maddeler
- Sanayi atıkları
- Evsel atıklar
- Ormanların tahrip edilmesi
- Orman yangınları