Biyolojik birikim bazı zararlı maddelerin canlı vücudunda birikmesidir. Vücutta oluşan atıklar çeşitli sistemler ile atılmaya çalışır. Terleme, idrar, dışkı ve solunum gibi yöntemlerle vücuttan atılamayan maddeler biyolojik birikime sebep olur. Biyolojik birikime sebep olan atık maddeler temelde insan kaynaklıdır. Buna örnek olarak tarım ilaçları, gıdalarda kullanılan koruyucular, fabrikalardan doğaya salınan maddeler örnek olarak verilebilir. Canlılar doğrudan bu maddelere maruz kalarak veya maruz kalmış canlılara besin alarak tüketerek atıkları vücuduna almış olur. Bundan dolayı besin zinciri ilerledikçe biyolojik birikim de artar. Her canlı kendinden bir önceki canlıyı tüketerek onun vücudunda biriken maddeleri de almış olur.
Zararlı maddeler dokularda belirli düzeye ulaştığında biyolojik birikimin zararları kendini göstermeye başlar. Atık madde konsantrasyonu arttığında doku görevini eksik veya yanlış yerine getirebilir. Hatta bu zararlı maddeler bazı hücreler için öldürücü olabilir. İnsanlar farklı canlıları besin olarak tükettiğinden dolayı biyolojik birikimin tehlikesi altındadır. Az önce de anlatıldığı üzere tükettiğimiz besinlerin dokularında bulunan atık maddeler vücudumuza geçiyor. Bu atıklar dokuların görevini yerine getirmesini engelleyebilir. Hücreler arası iletimi engelleyerek kas kasılması gibi olayları bozabilir. Sinirsel iletime zarar verebilir. Hücresel yaşlanmayı hızlandırır. Hücre içindeki enzim sistemlerini bozabilir. Hücre DNA’sını etkileyerek geri dönüşümü olmayan ve kalıtsal olabilecek mutasyonlara yol açabilir. Tüm bu zararlarından dolayı biyolojik birikimin önlenmesi yine insan elindedir.