“(Ey Muhammed!)” Sen hikmetle, güzel öğütle Rabb’inin yoluna çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et...” (Nahl suresi, 125. ayet.)
“...Allah dileseydi elbette onları hidayet üzerinde toplardı...” (En’am suresi, 35. ayet.)
“...Eğer yüz çevirdilerse sana düşen, yalnızca duyurmaktır...” (Âl-i İmrân suresi, 20. ayet.)
Bir Müslüman’ın diğer din mensuplarıyla ilişkileri nasıl olmalıdır? Yukarıdaki ayetleri de dikkate alarak arkadaşlarınızla konuşunuz. Ulaştığınız sonuçları yazınız.
Gayri Müslümlerle; nazik, temiz, toleranslı, anlayışlı davranmanız dinimizin genel prensiplerine uygun olur. Neticede herkesin dini kendinedir. Ancak; iş, komşuluk veya vatandaşlık ilişkilerinde dinimizin müsaade etmediği hususlara dikkat edeceğiz. Onların kutsal saydıkları semboller hususlarda bizim onlara anlayışla bakmakla beraber kendi kutsallarımıza uygun hareket etmemiz şarttır.
En’am suresi, 35. ayetine göre Hz. Peygamber, bir kısım insanların doğru yolu kabul etmemelerinden dolayı ne kadar üzülse de onun bu husustaki gücü sınırlıdır. O, Allah’ın izni olmadan insanları hidayete kavuşturamayacağı gibi yine Allah murat etmedikçe mûcize de gösteremez. Bütün insanları hidayette toplama kudreti yalnız Allah’a aittir. Bununla birlikte O, insanları hidayette toplanıp birleşmeye zorlamamış; doğru yolu kendi akıl ve iradeleriyle bulmalarını tercih etmiştir.