İslâm, aynı ve karşı cinsler arası mahremiyet, yakınlar ve yabancılara karşı örtünme, kadınların erkeklerle bir arada bulunması, dokunma, bakma gibi husûsî hayatla alâkalı bir takım hükümler getirmiştir. Kur’ân’da kadınların ev dışına çıkarken üzerlerine örtü (cilbâb) almaları, erkek ve kadınların gözlerini haramdan sakındırmaları, iffetlerini korumaları, kadınların zinet yerlerini göstermemeleri, başörtülerini yakalarının üzerine kavuşturmaları ve bağlamaları istenmiştir. (Ahzâb, 59; Nûr, 30-31, 60)
Kadınlar; el, yüz ve ayakları hariç bütün vücutlarını, erkekler de diz kapağı ile göbek arasını örtmelidir. Avret yerlerini gösterecek kadar ince, vücut hatlarını belli edecek kadar dar elbise giyilmemelidir. Bunun dışında, her erkek ve kadın, avret yerlerini örtmek kaydıyla şahsî ve mahallî zevkine, kültürüne, şart ve imkânlarına göre giyinebilir.
İffetli Müslümanlar kılık kıyafetlerine çok dikkat ederler. Kıyafetin gösteriş ve övünmek için değil, vücûdun mahrem yerlerini yabancılardan gizlemek ve zarif görünmek için giyildiğini bilirler. Cenâb-ı Hak şöyle buyurur: “Ey Âdemoğulları! Size avret yerlerinizi örtecek giysi ve süslenecek elbise bahşettik. Takvâ elbisesi ise daha hayırlıdır.” (A‘râf, 26)
Elbise örtücü olacaktır: Avret yerlerini örtmeyen elbise yahut örtse de çok dar ya da çok ince olması hasebiyle vücudun kalıbını belirten ya da tenini gösteren elbise İslâmî değildir.
Elbise helâl olacaktır: Erkekler için ipek giymek haramdır. Bu hususla ilgili Hz. Ali şöyle rivayet etmektedir. “Rasulullah’ın sağ eline ipek, sol eline de altın aldığını gördüm ve daha sonra; ‘Bu ikisi ümmetimin erkeklerine haramdır’ söylediğini işittim.” (Ebû Dâvud)
Elbise güzel olacak, giyene yakışacaktır: Yâni çok dar, çok bol, çok kısa, çok uzun ve pejmürde bir şekilde olmayacaktır. Kısaca “Eşref-i mahlukat” ve “yeryüzünün halifesi” oluşu vasıflarına uygun olacaktır.
Elbise temiz olacaktır: İslam’ın Müslümanlardan istediği en önemli vasıflardan biri de elbiselerini temiz tutmalarıdır.