Bu görüşü destekleyen ve desteklemeyen birçok kişi ve iki tarafın da mantıklı nedenleri var. Ben kişisel olarak kararsız durumdayım, o yüzden görüşü iki bakış açısıyla da inceleyelim.
Bir edebi eseri incelemenin pek çok yolu vardır. Aynı eserin feminist okumasını da yapabilirsiniz, psikolojik veya etik okumasını da. Bu yüzden bir eseri layıkıyla anlamak deyimi biraz belirsiz kalıyor. Her yönünü anlamak kastedildiyse eğer, bunu bir okumada yapabilmeniz zaten pek olası değil.
Şimdi bu görüşte bahsedilen asıl sorun, bir eserin yazıldığı koşulları bilmeden o eseri takdir edebilir miyiz, sorusudur. Bir eserin yazıldığı koşulları bilmek, biraz daha ileri gidelim hatta, yazarın o dönem içinde bulunduğu ruh halini ve koşulları bilmek sizin kitabı okurken farklı neden-sonuç ilişkileri kurabilmenize çok yardımcı olur. Olaylar ve hissedilenler daha mantıklı gelebilir.
- Katılıyorum.
- Çünkü, yargılar, doğrular, dünyaya ve hayata bakış açısı zamanla değişir.
- Dini inançlar, kanunlar, gelenek ve görenekler, kültürler arası etkileşim, teknoloji bu değişime sebep olmaktadır.
- Örneğin, bir eski bir edebi eserde düğün anlatılsa, bu günün düğünü ile arasındaki fark görülür. Kısa bir zaman içinde bu ufak olayda meydana gelen değişi daha eski metinlerde çok daha büyük farklara