Günlük tutmak, insanın şahsi bir meselesidir. Bir günde olan olayları ya da önemli gördüğü hatıraları yazması ve onu saklaması kişinin özelini oluşturur. Günlük özel hayata ait bir eşyadır. Bu eşyanın izinsiz karıştırılması ya da okunması uygun olmaz.
Böyle bir durumda oldukça üzgün ve birazcık da kızgın hissederim. Böyle bir durumda özel hayatın gizliliği hakkım ihlal edilmiş olur.
Günlükler, insan hayatının özel defterleridir. İnsanlar oraya sadece bir gün boyunca yaptıkları aktiviteleri yazmazlar, aynı zamanda duygu ve düşüncelerini de geçirirler. Bu anlamda aslında kendilerini kendilerine özgürce anlatmış olurlar. Yani bunları dışarıya anlatmak isteselerdi, zaten günlüğe yazmazlardı.
Demek ki günlükler, her insanın özel alanı içerisinde bulunan bir eşyadır. Tıpkı birinin cüzdanını istediğimiz anda açıp bakamayacağımız gibi günlüklere de bakamayız. Eğer bir arkadaşım tarafından günlüğümün izinsiz okunduğunu fark edersem, kırılır öfkelenir ve üzülürüm. Fakat hepimiz insanız ve hatalar yapabiliriz. Bu durumda arkadaşımı kırmadan onun yaptığı davranışın ne kadar yanlış olduğunu ve bir daha tekrarlanmasını istemediğimi anlatmaya çalışırım.
Toplumda ve insan hayatında genel geçer ahlaki kurallar bulunmaktadır. Kişi dokunulmazlığı, özel hayatın gizliliği gibi kurallar yazısız olan ve toplumda yerleşik olan ahlaki kurallar olduğu gibi hukuki kurallar kapsamında da değerlendirilir.
Bir arkadaşımın günlüğümü okuduğunu öğrendiğimde çok üzülür ve çok sinirlenirim. Üzülmemin nedeni arkadaşımın benim eşyalarımı karıştırmış olmasıdır. Sinirlenmemin sebebi bunu nasıl yapabiliyor olmasıdır.