Bilgi ahlakı, kullanımı ve muhafazası en az bilgiyi elde etmek kadar önemlidir. Bilgi, kötü niyetli insanların eline geçtiğinde felakete dönüşebilmektedir. Özellikle son iki yüzyılda insanlık bu sebepten büyük acılar çekmiştir. Savaşların yaşanması, atom bombasının kullanılması, tabii kaynakların hızla yok edilmesi ve çevre felaketleri bilginin kötüye kullanılmasının sonuçlarıdır.
İslam dünyasında ilim öğrenmeye, bilgiye ve âlimlere çok önem verilmiştir. Bunun bir yansıması olarak ilim ve bilgi ahlakı konusunda pek çok eser yazılmıştır. Bunlardan birisi de Burhaneddin Ez-Zernûcî’nin yazdığı Talim'ül Müteallim’dir. Bu eserde ilmin mahiyeti, ilme, hocaya ve kitaba saygı, öğrenme ve öğretme metotlarına dair bilgiler bulunmaktadır.
Bilgi, günümüzde insanlığın faydasına olduğu gibi zararına da kullanılabilmektedir. Bilgiye sahip olmak, ahlakına da sahip olmayı gerektirir. Bilenlerin sorumluluğu daha fazladır. Bilgi sahibi kendine, topluma, çevreye ve Allah’a (c.c.) karşı sorumludur. Bilgiyle insanları hayra çağırmalı ve bütün varlıklara merhamet duymalıdır. Bilgi ve diğer bütün nimetlerin emanet olduğu unutulmamalıdır. Yüce Allah bir ayette “İnsanların kendi işledikleri (kötülükler) sebebiyle karada ve denizde bozulma ortaya çıkmıştır. Dönmeleri için Allah, yaptıklarının bazı (kötü) sonuçlarını (dünyada) onlara tattıracaktır.”(Rûm suresi, 41. ayet.) buyurarak bilginin amacı dışında kullanılmasının kötü sonuçlar doğuracağını bildirir.