Bilge ve kahraman bir genç Hz. Ali (r.a.)

Bilge ve kahraman bir genç Hz. Ali (r.a.) hakkında kısa bilgileri yazımızın devamından okuyabilirsiniz.

Hz. Ali’nin (r.a.) ilim, cömertlik, kahramanlık, sadakat, vefakarlık vb. yönleriyle üstünlüğü Müslümanların tümünün ittifakıyla kabul edilmiştir. Hz. Ali (r.a.), çocukluğundan itibaren Hz. Peygamber’e (s.a.v) hizmet etmiş, ömrünü İslam’ın tüm cihana yayılmasına adamıştır.

Hz. Ali (r.a.) hakkında ne biliyorsunuz?

  • Peygamber Efendimize (s.a.v.) ilk iman eden dört kişiden biridir.
  • Peygamberimizin (s.a.v.) amcası Ebu Talib’in oğludur.
  • Resûlüllah’ın (s.a.v.) damadıdır
  • İslam hâlifelerinin dördüncüsüdür.
  • Peygamberimizin (s.a.v.) Medine’ye hicretinde, Peygamberimizin (s.a.v.) yerine Mekke’de kalmıştır.

Hz. Ali’nin (r.a.) hayatı hakkında az veya çok hepimiz bir bilgiye sahibiz. Hz. Ali (r.a.), Hz. Peygamber’e (s.av.) ilk iman edenler arasında yer almakla Müslümanlar arasında müstesna bir konuma sahip olmuştur. Üstelik Resûlüllah’ın (s.a.v.) hem kuzeni hem de damadıdır. Peygamberimizin (s.a.v.) kızlarının en küçüğü olan Hz. Fatıma (r.a.) ile evlenmiştir. Peygamberimiz (s.a.v.) Medine’ye hicret ettiğinde müşrikleri oyalamak için Hz. Peygamber’in (s.a.v.) yerine Mekke’de kalmıştır. İlk dört İslam hâlifesinin sonuncusudur. Hayatıyla ilgili bu bilgiler onun Müslümanlar arasındaki konumunu göstermesi bakımından önemlidir.

Hz. Ali’yi (r.a.) seçkin kılan özelliklerinin başında ilim sahibi olması geliyordu. “Kur’an-ı Kerim konusundaki derin bilgisinden faydalanmak isteyenleri kendisine soru sormaya teşvik eder, ayetlerin nerede ve ne zaman nazil olduğunu çok iyi bildiğini söylerdi. Zira Hz. Peygamber (s.a.v.) daha hayatta iken Kur’an-ı Kerim’in tamamını ezberlemiş bulunan ve onun meselelerine hakkıyla vakıf olan sayılı sahabilerden biri de o idi.” (Kandemir, 2017: parag.1.) Hadis ve fıkıh alanında da otorite kabul edilmiştir. Hz. Peygamber’e (s.a.v.) kâtiplik ve vahiy kâtipliği yapmıştır.

Hz. Ali (r.a.) şüphesiz en çok da cesaret ve kahramanlığıyla anılmıştır. Bu yüzden ona “Allah’ın aslanı” denilmiştir. Ona neden böyle bir lakap verildiğini aşağıdaki satırları okuduğumuzda daha iyi anlayabiliriz: “Hz. Ali (r.a.); Bedir, Uhud, Hendek ve Hayber başta olmak üzere hemen hemen bütün gazve ve seriyyelere katılmış, bu savaşlarda Resûl-i Ekrem’in (s.a.v.) sancaktarlığını yapmış ve daha sonraları menkıbevi bir üslupla rivayet edilen büyük kahramanlıklar göstermiştir. Uhud’da ve Huneyn’de çeşitli yerlerinden yara almasına rağmen Hz. Peygamber’i (s.a.v.) bütün gücüyle korumuş, Hayber’de ağır bir demir kapıyı kalkan olarak kullanmış ve bu seferin zaferle sonuçlanarak Yahudilere karşı başarı kazanılmasında büyük payı olmuştur.”

Hz. Peygamber’in (s.a.v) evinde büyümüş ve Resûlüllah’a (s.a.v.) ilk iman edenlerden olup; ilmi, sadakati, cesareti, vefasıyla mümtaz bir şahsiyet olan Hz. Ali, Müslümanlarca örnek alınan ve sevilen bir isim olmuştur.

👍 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan, isimsiz ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.

SORU & CEVAP Haberleri