berbat
Geçtiği cümle: Bir zamanlar, her şeyden sürekli şikâyet eden, her gün hayatının ne kadar berbat olduğundan yakınan bir kız vardı.
Sözlük anlamı: Kötü
mücadele
Geçtiği cümle: Hayat ona göre çok kötüydü ve sürekli savaşmaktan, mücadele etmekten yorulmuştu.
Sözlük anlamı: Herhangi bir amaca erişmek, bir kuvvete karşı koyabilmek için bir kişi veya topluluğun güçlü, sürekli çabası, savaşım
niyetlenmek
Geçtiği cümle: Genç kızın bu yakınmaları karşısında, mesleği aşçılık olan babası ona bir hayat dersi vermeye niyetlendi.
Sözlük anlamı: Bir şeyi yapmayı zihinde tasarlamak, düşünmek
sızlanmak
Geçtiği cümle: Ama o kadar sabırsızdı ki sızlanmaya ve daha ne kadar bekleyeceklerini sormaya başladı.
Sözlük anlamı: Kendine yapılan bir haksızlığı, kendisini tedirgin eden bir durumu, çare bulması veya sadece sıkıntısına ortak olması için karşısındakine anlatmak, yakınmak, şikâyet etmek
taviz
Geçtiği cümle: Patates daha önce sert, güçlü ve tavizsiz görünürken kaynar suyun içine girince yumuşamış ve güçten düşmüştü.
Sözlük anlamı: Uzlaşmaya varabilmek için hak, istek veya savlarının bir bölümünden, karşı taraf yararına vazgeçme
kırılgan
Geçtiği cümle: Yumurta ise çok kırılgandı, dışındaki ince kabuğun içindeki sıvıyı koruyordu.
Sözlük anlamı: Kolay ve çabuk kırılan