Bedir savaşında Mekkeli müşriklerden bir miktar esir alınmıştı. Ama henüz Cenâb-ı Allah esirler hakkında hükmünü bildirmemişti.
Peygamberimiz (asm) bu esirlerle ilgili olarak ashabıyla istişarede bulundu. Ashabtan bazıları bunların derhal öldürülmesini teklif ederken, en yakın Müslüman akrabalarının bunu infaz etmelerini tavsiye etmişlerdi. Buna karşılık başta Hz. Ebu Bekir (ra) olmak üzere bazı sahabeler de bu esirlerin fidye karşılığında serbest bırakılmalarını teklif ettiler. Rasûlullah (asm) bu ikinci teklifi uygun buldu. Esirlerden dörder bin dirhem bedel alınarak salıverilmelerini emretti. Bu arada durumlarına göre, bedel olarak 3000, 2000 ve 1000 dirhem kendilerinden alınması kararlaştırılanlar da oldu.
Fidye ödeyemeyenlerden, okuma yazma bilenlerin Müslümanların çocuklarından onar kişiye okuma-yazma öğretmeleri istendi. Esirler Müslümanlar arasında dağıtıldı.
Hz. Peygamber (asm) onlara iyi muamele edilmesini istedi. Esirlerden elbisesiz kalmış olanlara giyecekler verildi. Bu esirler Müslümanlarla birlikte ve onlarla eşit şartlar altında yemeğe oturuyorlardı.
Esir alınanlardan sadece ikisi idama mahkûm edilmiştir. Çünkü bunlar Mekke'de inananlara yapmış oldukları zulümden dolayı idamı haketmişlerdi. Rasûlullah (asm)'ın, bu ilk askerî karşılaşmada gösterdiği bu insânî tutum ve davranış daha sonraki olaylarda da değişmemiştir.