Akşamlarımız bomboş. Gündüzlerimizi doldurduğumuz, Kadir gecesine yetiştirmeye çalıştığımız hatimlerimiz de bitmiştir. Bu bereketli zamanları hüzünle yollarız hayatımızdan, bir sonraki seneye kadar. Bir sonra ki sene; ya göremezsek? Ve bayram gelir. Biraz neşe biraz hüzün barındırır içinde. Bayram muhasebe günü: Rahmet ayından yeteri kadar istifade ettik mi? Her gününün değerini bildik mi? Orucun anlamını idrak ettik mi? Kuran’ın ruhundan yeteri kadar beslendik mi? Geceleri ihya edebildik mi? Nihayetinde, bu mübarek ayın sonunda günahlarımızdan kurtulduk mu?
Sonra bir ümit kaplar içimizi, Hz. Peygamberin (sav) hadisi gelir aklımıza: “Ramazan bayramı sabahı melekler yollara dökülür ve şöyle seslenirler: “Ey Müslümanlar topluluğu! Keremi bol olan Rabbinizin rahmetine koşunuz. O, bol iyilik ve ihsanda bulunur. Sonra onlara bol bol mükâfatlar verilir. Siz gece ibadet etmekle emrolundunuz ve emri yerine getirdiniz. Gündüz oruç tutmakla emrolundunuz, orucu tuttunuz ve Rabbinize itaat ediniz, mükâfatınızı alınız.
Bayram namazını kıldıktan sonra bir münadi şöyle seslenir:
Dikkat ediniz, müjde size! Rabbiniz sizi bağışladı, evlerinize doğru yola ermiş olarak dönünüz. Bayram günü mükâfat günüdür. Bugün semâ âleminde mükâfat günü olarak ilan edilir.” Alemlerin Rabbi ve Sultanı Allah’ın (cc) rahmet hediyelerini dağıttığı gündür bayram. Öyle hediyeler ki, lain şeytan bile ümitlenir. İstisnasız her bayramda kaldırır başını göğe doğru. Yağan rahmetten bir parça ona da isabet eder mi diye. İstisnasız her bayramda aynı emir gelir. “Git Adem’in kabrine secde et.” Yere batasıca kibri, rahmetten cüda bırakır her bayramda laini.
Bir bayram daha geldi. Ramazanın sonunda cehennemden azat edilmiş kulların günü. Sıratı geçince eline beraati verilmişlerin günü. Cennete buyur edilmişlerin günü. Ötede yaşanacak gerçek bayramın bir nevi izdüşümü. “Bayramın mübarek olsun.” derken aslında; “Affedildin, cennete giriyorsun!” muştusunun alındığı anın provası. Bu bayram âhirette ki gerçek bayramlarımıza vesile olsun diye dua edelim. Bir aylık oruçtan sonra sadece yemeye, içmeye dalmanın günü değil; rahmet ve mükafat günü olduğunu hiç unutmayalım. Ve en büyük mükafatın peşinde olalım: Affın peşinde, rahmetin peşinde. Alvarlı Efe Hazretlerinin buyurduğu gibi:
Mevla bizi afvede, Gör ne güzel ıyd (bayram) ola. Cürm-ü hatalar gide, Bayram o bayram ola.
Rabbim vuslat aşkıyla bekleyenlerin dualarını kabul etsin. Tüm sevenleri, Yusufları da sevdikleriyle buluştursun.
Bayramınız mübarek olsun.