baldız: Erkeğe göre eşinin kız kardeşi.
çehre züğürdü: Yüzü çirkin (kimse).
dildâde: Gönül vermiş.
ferâset: Anlayış, seziş, sezgi.
iftihar: Övünme.
kalburüstü: Seçkin, sivrilmiş, önde gelen.
lâtife: Şaka.
miskin: Hoş karşılanmayacak durumlar karşısında tepkisiz kalan kimse.
muvâfık: Uygun.
mürüvvet: Bir ailede çocukların doğumu, sünneti, evliliği, iyi bir göreve geçmeleri vb. olaylardan duyulan mutluluk, sevinç.
rızâ-yı kabahat: Suça razı olmak.
tab: Huy, yaratılış.
yüz görümlüğü: Damadın düğün günü geline verdiği armağan.