azat etmek: Serbest bırakmak, salıvermek.
bir çatı altında: Aynı yapı, kurum, kuruluş vb. içinde (olmak).
dizgin: Gemin uçlarına bağlanarak hayvanı yöneltmeye yarayan kayış.
esrik: Çıldırmış, aklını yitimiş.
gelin alayı: Gelini damat evine götürmek için gidenlerin hepsi.
kanı başına sıçramak: Öfkelenmek.
kerevet: Üzerine şilte serilerek yatmaya veya oturmaya yarayan, duvara bitişik, ayakları olan, tahtadan sedir.
savmak: İstenmeyen birini yanından uzaklaştırmak.
ulak: Haber götüren kimse, haberci.
üzengi: Eyerin iki yanında asılı bulunan ve hayvana binildiğinde ayakların basılmasına yarayan, altı düz demir halka.