Şu dünya ne garip değil mi? İnsanların önüne bir tabak yemek verdiğinizde, açlık piskolojisinin etkisinden olsa gerek bu yemeğin az olduğu belirtilir. Fakat çok verdiğinizde ise hiçbirşey değişmez, hiçbirşey artmaz. Kişi yine yiyebileceği kadarını yer, karnını yine doyurur. Halbuki ilk önceki isteği tamamen içgüdüsel duyuları yüzünden kaynaklanmıştır.
Örneğin misafirlerinize yemek verdiğinizde, yemekten sonra hazırladığınız yiyecek ve içecekler artmış ise herkes dilediği kadar yiyip içmiş diye düşünür, içinizi ferah tutarsınız. Tersi bir durumda ise artan bir şey olmadığı için acaba ikramlar yetmedi mi diye kaygılanır, huzursuzluk duyarsınız.