Aday öğretmenlik sürecinin kaldırılmasına ilişkin 1739 sayılı Milli Eğitim Temel kanununun “öğretmenlik” başlıklı 43. Maddesi 6. Fıkrasında 20014 yılı Mart Ayında yapılan değişikle; Aday öğretmenler, en az bir yıl fiilen çalışmak ve performans değerlendirmesine göre başarılı olmak şartlarını sağlamak kaydıyla, yapılacak yazılı veya yazılı ve sözlü sınava girmeye hak kazanırlar…..hükümleri ile aday öğretmenlerin adaylık işlemlerine öncelikle performans değerlendirmesine göre başarılı olmak, yapılacak yazılı veya yazılı ve sözlü sınava girme sistemi getirilmiştir.
Genelgede görüldüğü gibi sözlü sınavı bir örtülü mesaj şeklinde verilmektedir. Eğer sözlü sınavı uygulanırsa, yandaş öğretmen çalışanları oluşturma çabası kaçınılmaz görünmektedir. Kuşkusuz, siyasi iktidar yandaş öğretmenleriyle aynı siyasi iktidarın değer yargılarına öğrencileri yetiştirmek istemektedir. Böyle bir sürecin hayata geçirilmesi de çok tehlikeli sonuçlara yol açacağı apaçık ortadadır.
En başta, genel kabul görmüş evrensel değerler doğrultusunda öğrencilerin yetiştirilmesi şüphelidir. Yine, ayrımcı bir tutumla seçilen öğretmenlerle demokratik değerlere bağlı bireyler yetişir mi?
Aslında; örgüt olarak okulun etkililiği öğretme-öğrenme sürecinin sağlıklı işlemesine bağlıdır. Yandaş öğretmenlerle bu koşulları sağlamak mümkün mü?
Kuşkusuz, öğretme-öğrenme süreci zorlu bir süreçtir, yetenek, bilgi ister. Yandaş öğretmenlerle bunu sağlamak mümkün mü?
Eğer, sözlü sınavı ile yandaş öğretmenler seçilirse, şu sonuçları beklemek mümkündür: Yandaş öğretmenler;
- Sınıf yönetimi hususunda başarısız olmaları muhtemeldir.
-Referans aldıkları grup/grupların niteliklerini benimsediklerinden demokratik bir sınıf iklimi yaratamazlar.
-Sınıfta, ayrımcılık göstermeleri muhtemeldir.
-Disiplini oluşturmak adına kuralları oluşturmada öğrencileri kararlara katmayacakları muhtemeldir.
- Demokratik olamayacaklarından, farklı öğretim yöntemlerinden yararlanmamaları muhtemeldir.
-Demokratik davranamayacakları için öğrencilerin kendilerini ifade etmelerine daha az olanak tanıyacaklardır.
Sonuç olarak; aday öğretmenliğin kaldırılmasına yönelik sözlü sınavı eğitim sistemini süreç olarak işlevsizleştirecektir. Başka bir ifadeyle, eğitimin sosyal, ekonomik ve siyasal işlevlerinin etkili bir biçimde gerçekleştirilmesi olası değildir. Bu nedenle, aday öğretmenliğin kaldırılmasında düşünülen sözlü sınavı yeniden düşünülmelidir.