Bazı kişiler düşündükleri işlere hemen girişir ve bunun tecrübesine erken varırlar. Bazı kişiler ise çok düşünür, sık dokurlar, ince görmek isterler ve bu yüzden işine karar verip başlayanlardan daha geride kalırlar. Dünya halinde yapılacak işler pek düşünülmemeli, işe başlamanın işin yarısı olduğu unutulmamalıdır.
'Atı alan Üsküdar'ı geçti deyiminin hikâyesi
Fırsatların kaçması, artık yapılacak bir şeyin kalmaması gibi durumlar için kullanılan bu deyim nereden gelmektedir?..
Bolu Bey’ine başkaldıran, çoğunlukla ünlü halk şairi ile karıştıran eşkıya Köroğlu bir gün atını çaldırmış. Köroğlu, değerli ve akıllı bir hayvan olan atını aramak için diyar diyar dolaştıktan sonra İstanbul’da satılık hayvanlar arasında kendi atını bulmuş. O’nu tanımayan satıcıya müşteri gibi görünmüş.
Önce şöyle bir binip deneyeceğini, sonra satın alacağını söyleyerek ata atlamış, hayvan da bir binip deneyeceğini, sonra satın alacağını söyleyerek ata atlamış. Hayvan da sahibini tanıdığından, atı mahmuzlamasıyla şimşek gibi fırlayıp kaybolmuş. Kıyıya varınca da sala fazla para verip Üsküdar’a çektirmiş.
Öfkesinden küplere binip izlemeye yeltenen at cambazına, kalabalıktan biri seslenmiş: Beyhude çabalama... Atı alan Üsküdar’ı geçti. O adam Köroğlunun kendisi idi.
Başka bir şekilde;
Zamanında Bolu beyine baş kaldıran Köroğlu’nun dillere destan yağız mı yağız atı çalınır. Bütün civarı arar tarar yok. Bir de İstanbul’daki pazarları dolaş derler. Köroğlu, İstanbul’da pazarları dolaşırken atına rastlar. Atı satışa çıkaran pazarcıya “Şu ata bir bineyim hele” der. Pazarcıda “buyur” der. Eski sahibi Köroğlu’nun kokusunu alan at şahlanıp dört nala ordan uzaklaşır.
Dövünen pazarcıya ihtiyarın biri gelip “Ah evlat! Atı alan Üsküdar’ı geçti. O Köroğlu’ydu, atın gerçek sahibi” der.