Her canlı birgün ölür. Ancak yaşayışına bağlı bir takım izler sürüp gider. At ölmekle birlikte onun koştuğu meydanın kalması, insan ölmekle birlikte adının anılması gibi. Atın ölümü koştuğu meydanları unutturmadığı gibi, insanın ölümüde yaptığı yararlı işleri unutturmaz. Kimi insanlar dünya durdukça silinmeyecek izler bırakırlar. Onun için kişi yaşarken iyi işler yapmalı, iyi bir ad bırakmaya çalışmalıdır.
Dünyadaki her canlı gibi at da ölümlüdür. Günü gelince o da bu dünyadan ayrılır. Ama onun koştuğu, gezdiği meydan onunla gitmez; kendisinden sonrakilere kalır ve onu hatırlatır. İnsan için de durum atınkinden farklı değildir. O da ölümlüdür. Doğacak, yaşayacak ve ölecektir. Ne var ki, bu dünyadan ayrılırken bıraktığı izler sürüp gidecektir. İnsanlar bu dünyada bu izleriyle anılacaklardır. Önemli olan dünya hayatında iyi bir iz (nam) bırakmak ve rahmetle anılmaktır. Bu bakımdan kişi daha yaşarken adını yaşatacak iyi işler yapmalıdır. Unutulmamalıdır ki, yaşarken iyi işler yapan, iyi eserler bırakan kişiler öldükten sonra da unutulmazlar; onları tanıtan eserleriyle de gelecek kuşaklara taşınırlar.
Ölümlü yaratıklar mutlak bir gün bu dünyadan göçerler ve unutulurlar. Ancak onların yurtları, yerleri bakî kalır. Buna rağmen yiğit kişiler ölünce tamamiyle unutulmazlar, kahramanlıkları anılmaya devam eder.
Önemli olan da dünyada iyi bir ad bırakıp ölümden sonra da rahmetle anılmaktır. Dünya hayatında iyi işler yapan, ölümsüz eserler bırakan kişiler asla unutulmazlar. At, asaletiyle bilinir. Buna rağmen meydanı başkalanna bırakıp ölünce unutulur. Oysa atın binicisi olan yiğit, asaleti yanında yararlı bir işi de varsa asla unutulmaz, nesilden nesile adı anılır.