Güneş Sistemi, gezegenler, uydular ve asteroitler gibi gök cisimlerinden oluşan bir sistem olarak bilinmektedir. Asteroitlerin keşfedilmesi, 19. yüzyıla denk gelmektedir. Titius ve Bode tarafından keşfedilmiştir. Asteroitler ilk başlarda gezegen olarak adlandırılsa da sonraki gözlemlerle farklı oldukları kabul edilmiştir.
1800’lü yılların başlarında yapılan keşifler Mars ve Jüpiter arasında yaklaşık 480 milyon kilometrelik bir alan içinde Asteroit kuşağını olduğunu ortaya çıkarmıştır. Asteroitler, irili ufaklı olarak belli bir alan içinde dönen ve Güneş’in kütle çekimi ile bu hareketlerini sürdürürler. Asteroit kuşağı, Mars ile Jüpiter arasında bulunmaktadır. Bu bakımdan iç ve dış gezegen ayrımının başladığı noktayı meydana getirmektedir.
Asteroitler nasıl keşfedilmişlerdir
- 18. yüzyılda Titius-Bode yasası matematiiksel diziye göre gezegenler bir diziye göre sıralanmış olmalıdır demiştir.
- Bu yasaya göre Mars ve Jüpiter arasındaki 480 milyon kilometrelik alanda bir gezegen olmalıdır.
- Güneş sisteminin bu bölümünde bir gezegen bulunabileceği düşüncesinin doğmasına neden oldu.
- Çeşitli gözlemler yapıldı.
- 1 Ocak 1801’de Palermo’da Piazzi, bu bölgede Ceres’i keşfeder ve başlangıçta gezegen kabul edilir.
- Ceres tam anlamıyla bir gezegen büyüklüğünde olmadığından başka gezegenler bulunabileceğini ileri sürdüler.
- Zamanla benzer yörüngelerde başka gökcisimleri de keşfedilir.
- Ve isimlerine Astroit denir.
Asteroitlerin hepsi de aynı özellikte midir
Astroitlerin hepsi aynı özellikte değildir.