Çünkü Yerleştirme Puanı (YEP), merkezî sınavların yüzde 70’i ve Yılsonu Başarı Puanı (YBP) yani 6, 7 ve 8. sınıf puanlarının ortalamasının yüzde 30'unun toplanması ile elde edilecektir. Bu durumda ikinci dönem TEOG sınavları hâlâ önemini korumaktadır.
Yazılılar daha bitmediği için az da olsa 8. sınıf YBP’si üzerinde etkisini devam ettirmektedir. Geçen yıl yapılan TEOG sonrası, gerçekleştirilen ilk puan hesaplamalarında ve ardından yapılan tercihlerde yüzdelik dilime düşen öğrenci sayısının arttığı görülmüştür. Bu nedenle çok ufak puan farklılıklarında daha fazla kişi yer almıştır. Bu nedenle öğrencilerin “Çok az bir puan artışı benim ne işime yarayacak?” diye düşünmemesi gerekir. Bazen tercih döneminde küçük denilen o puanlar istenilen okula gitmenizi kolaylaştırmaktadır. Sonuçta bu durumlardan sadece birisi bile öğrencilerin ders çalışmayı bırakmaması için yeterlidir.
Çölün ortasında mahsur kalan genç bir adamın başından geçenler bu konuda bizim için iyi bir ders niteliğindedir: “Çölde mahsur kalan genç bir adam oğlunu düşünerek batıya doğru yürümeye başladı. Aç ve susuz tam iki gün yürüdü. Umutları bitmek üzereydi. İki gündür bir vahaya ulaşamamıştı. Ancak o sırada çocuğunu düşündü ve vazgeçmemeye yemin etti. Yürüdü, büyük bir inançla yürüdü. Birden bir vaha gördü, yaklaştı. ‘Kurtuldum, geliyorum yavrum’, diyerek koşmaya başladı. Vahanın yanına geldi. Su diye elini daldırdığı şey kumdu, serap görüyordu ancak o yılmadı, yürümeye devam etti. Adam bu yürüyüşünde birçok serap gördü ama yılmadı, yıkılmadı. Yine yürüdü. Oğlu bir an bile çıkmıyordu aklından. Tekrar bir vaha gördü, koştu ve yüzüstü suya atladı. Ağzına dolan kumlardan sonra ‘Yine serap!’ diye bağırdı. Hiç hali kalmamıştı ama her gördüğü vahaya koşuyordu, her seferinde serap olsa da. Artık sürünerek gidiyordu oğluna. Yeniden bir vaha gördü, biraz daha gitti, biraz daha süründü. Güçlükle şunları mırıldandı: ‘Beni affet oğlum gelemiyorum. Biliyorum bu da serap, bir sonraki de. Elveda!’ dedi, kendini güneşin eriten sıcağına bıraktı ve pes etti. Kısa bir süre sonra da öldü. Ertesi gün aynı yerden bir kervan geçti. Kervanın kılavuzu genç adamın cesedini buldu ve yanındakilere: ‘Su içmeyi bırakın da çabuk buraya gelin. Burada bir ölü var. Suya on metre kala susuzluktan ölmek kim bilir ne acıdır, ama ölen hiçbir zaman bunu bilmez.’ dedi.”
Değerli arkadaşlar lütfen pes etmeyin, zira pes etmeyerek mücadelesinden vazgeçmeyenler, ortaya çıkan ufak farklar sayesinde başarılı olmaktadırlar.
Ertuğrul HENDEKÇİ - Körfez Yayınları Rehberlik Koordinatörü