Soru : Aristo'ya göre insan beyninin görevi hangisidir
A- Kalbi soğutmak
B- Kalbi ısıtmak
C- Kalp atışını hızlandırmak
D- Kalp atışını yavaşlatmak
Doğru Cevap: Kalbi soğutmak
“Aristo, beynin sadece kanı soğutmak için var olduğunu, akıl ile ilgili bir işlevinin olmadığını düşünüyordu. Bazı insanlar için bu doğrudur.” Will Cuppy Bilim insanları beyin hakkında giderek o kadar çok şey öğreniyor ki, geçmişimizin büyük bölümünde beynin nasıl çalıştığı, hatta ne olduğu konusunda hemen hiçbir şey bilmediğimizi hatırlamıyoruz bile. Eski çağlarda, hekimler beynin balgamdan oluştuğuna inanıyordu. Aristo beyni, ateşli kalbi soğutan bir buzdolabı gibi görüyordu. Aristo’nun döneminden Rönesans’a, anatomi uzmanları –büyük bir otoriteyle– tüm algı, duygu, mantık ve davranışlarımızın, başımızın içindeki boşluklarda gezinen ve vücutlarımızda dolaşan gizemli, bilinmez bir buhar olarak tanımlanan “hayvansal ruhlar”ın bir sonucu olduğunu ifade etmişlerdi. 17. yüzyılda yaşanan bilim devrimiyle, değişim başladı. Britanyalı hekim Thomas Willis, beynin muhallebi kıvamındaki dokusunun, zihin dünyamıza ev sahipliği yaptığını fark etmiş; nasıl çalıştığını anlamak için de koyun, köpek ve ölen hastalarının beyinlerini açıp beynin ilk “doğru” haritalarını çıkarmıştı.
BEYNİMİZ SIRADAN BİR ORGAN DEĞİL
İnsan beyni başka hiçbir şeye benzemez. Diğer organlara kıyasla çekiciymiş gibi bile görünmez. Yuvarlak hesap 1,4 kg, kıvrımlı, yoğunluğu jöleyle soğuk tereyağı arası olan bir et parçası. Ciğerler gibi genişleyip sönmez, kalp gibi atmaz, mesane gibi görünür bir madde salgılamaz. Eğer birinin kafatasını açıp doğrudan bakarsanız içeride çok bir şey döndüğünü düşünmezsiniz.
Kafatasımızın içindeki maddenin yüzyıllar boyunca önemsiz görülmesi muhtemelen şaşırtıcı değildir. Eski mısırlılar, ölülerini mumyalarken beyinleri çıkartıp atmış ancak kalplerini dikkatlice korumuşlardır. Eski Yunan Filozofu Aristoteles beynin, kanı soğutmak için bir çeşit radyatör görevi gördüğünü düşünmüştü. Fransız bilim adamı Rene Descartes, beyne biraz daha saygıyla yaklaşarak onun ruhun bedenle iletişimini sağlayan bir çeşit anten görevi gördüğüne karar kılmıştı. Beynin gerçek önemi ise ancak günümüzde fark ediliyor. Beynin en temel görevi vücudun kal anını hayatta tutmak. Beynimizdeki 100 milyar nöron içinde kalp atışını, nefes almayı ve kan basıncını düzenleyen; açlık, susama, seks güdüsü ve uyku düzenini kontrol eden nöronlar var. Tüm bunların ötesinde davranışımızı düzenleyen duyguları, düşünceleri ve algıları beyin meydana getiriyor.