Yüksek yer, atın yelesi ve horozun ibiği anlamlarındaki "a-r-f" kökünden türeyen "a'râf" din dilinde, cennetle cehennem arasındaki perdenin (sûr/duvar) yüksek yerleri demektir.
A'râf, aynı zamanda Kur'ân'ın yedinci sûresinin adıdır. İyilik, lütûf, bilme, tanıma, akıl ve dinin iyi ve güzel gördüğü şey anlamına gelen "örf" kelimesinin çoğulu da "a'râf"tır. A'râf kelimesi, Kur'ân'da iki âyette geçmektedir (A'râf, 7/46, 48). Bu âyetlerde, A'râf'ın cennetle cehennem arasında bir yer olduğu, burada henüz cennete girmeyen ancak girmeyi uman kimselerin bulunacağı ve bu kimselerin cennet ve cehennem halkı ile konuşacakları bildirilmiştir.