Eşini kanlar içerisinde gören Eflatun İsmayiloğlu, “Arka koltuktaydı Kemale. Temiz kalmıştı yüzü. Ama 10’dan fazla kurşun yemiş” dedi.
Nihat ve Nidcat kardeşler de saldırıda ağır yaralandı. Nidcat'ın tedavisi tamamlandı ama omuriliği parçalandığı için ayağa kalkamayan Nihat, Türkiye'de tedavi görüyor. Annesinin kan kustuğunu gören ve sonra şehadet haberini alan Nihat o anı, “Kalbim yandı, içim o kadar acıdı ki bunun tarifi yok” diye anlattı.
Somali'nin başkenti Mogadişu'daki Kıblenüma İlköğretim Okulu'nun servis minibüsüne 30 Mart'ta düzenlenen terör saldırısında iki Türk okulu öğretmeninin yanı sıra Somalili güvenlik görevlisi, tercüman ve aracın şoförü de şehit oldu. 3'ü çocuk 4 kişi yaralandı.
NİHAT'IN OMURİLİĞİ PARÇALANDI
Saldırıda şehit olan 34 yaşındaki öğretmen Kemale İsmayiloğlu'nun 2 oğlu hain saldırıdan ağır yaralı kurtulmuştu. Omuriliği parçalanan 11 yaşındaki Nihat'ın tedavisi Türkiye'de devam ederken, 9 yaşındaki Nidcat tedavisi tamamlandıktan sonra memleketi Azerbaycan'a gönderildi. Kemale hanımın eşi Eflatun İsmayiloğlu ve oğlu Nihat saldırı günü ve sonrasında yaşadıklarını gözyaşları içerisinde anlattı.
ÜZERİMİZE KURŞUNLAR YAĞDI
Saldırıdan ağır yaralı kurtulan Nihat İsmayiloğlu, dehşet anlarını tekrar yaşayarak şöyle anlattı: “Kurstan çıktık eve dönüyorduk. Annem en arkadaydı, ben de kardeşimle orta koltukta oturuyorduk. Birden üzerimize cam krıkları ve kurşunlar yağmaya başladı. Kafamızı kollarımızın arasına aldık. Yarım dakika kurşunladılar, biraz bekleyip sonra yine kurşunladılar.”
HİÇBİR ACI HİSSETMEDİM
İki kurşun bir de şarapnel parçası isabet eden Nihat o gün yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “Gözlerimi hep açık tuttum ama teröristleri göremedim, çünkü her yer duman olmuştu. O an hiçbir acı hissetmedim. Şuurum hep açıktı.
NİHAT'IN VÜCUDU KAN İÇİNDE
Teröristlerin okula sadece 200 metre mesafede pusu kurduklarını belirten İsmayiloğlu unutamadığı o anları şöyle anlattı: “Olay yeri evimize yaklaşık 2 kilometre uzaklıktaydı. Eşimin okulu normalde 3'te bitiyordu, Somalili kız çocuklara Türkçe kursu verdiği için okul 5'e kadar uzuyordu. Arka koltuktaydı Kemale hoca. Temiz kalmıştı yüzü. Ben nereden vurulduğunu bile anlamadım. Sonradan öğrendim ki üzerinde ondan fazla kurşun çıkmış. Sonra çocukları aradım, bağırarak dışarı çıktım bana çocukları gösterdiler, Nihat'ın göğüsten aşşağısı hep kandı, Nidcat'ın başından aşağı kanlar akıyordu. ‘Baba biz iyiyiz' dediler. Hatta kanlar içindeyken küçük oğlum, ‘Baba sen nasılsın sana bir şey oldu mu' diye sordu” Sonra hemen hastaneye geçtik.”
HASTANEDE ÖĞRETMENLER BAKTI
Olaydan bir gün sonra cenazeleri Türkiye'ye getirdiklerini belirten İsmayiloğlu, “Hıdır hocanın cenazesiyle İstanbul'a geldik. Ben cenazeye katılamadım çünkü biz transit olarak Azerbaycan'a geçtik. Orada 3 gün kaldım. Yoğun bakımda olan 2 çocuğumuz Somali'de kalmıştı, onlara bu sürede oradaki öğretmen arkadaşlarımız baktı” dedi.
UÇAK ÇOCUKLARI KABUL ETMEDİ
Çocukların tedavisi için Türkiye'ye gelmesi gerekmesine rağmen uçakların yaralı çocukları kabul etmediğine dikkat çeken İsmayiloğlu, büyük zorluklar çektiklerini belirtti. İsmayiloğlu, “Havalanında ambulans olmadığı gerekçesiyle Somali'ye gelen uçaklar götüremeyeceklerini belirtti. Sonra araya girenlerle Somali'den Cibuti'ye götürdük. Çocukları uçaktaki üçlü koltuğa yatırdık. Cibuti'de ayarlanan bir ambulansla oradaki arkadaşımızın evine gittik ve gün kaldık. Cibuti'den THY uçağıyla sedye üzerinde Türkiye'ye geldik” ifadelerini kullandı.
'KAN KUSTUĞUNU GÖRDÜM'
Olay sonrasında annesini hastanede gördüğünü söyleyen Nihat şunları anlattı: “Ben annemin hayatta olup olmadığını bilmiyordum. Hastanede suni teneffüs yaparlarken kan kustuğunu gördüm. Annemim vefat ettiğini Türkiye'de öğrendim. O ana kadar yaşıyor sanıyordum. Çünkü babam annemin öldüğünü bana söylememişti. Babamı, ‘Annem şehit mi oldu' diye çok sıkıştırınca o da gerçeği açıkladı, o an kalbim yandı, o kadar acıdı ki içim, bunun tarifi yok.”
HIDIR ÖĞRETMEN 3 VALİZLE GİTMİŞTİ
Aynı saldırıda şehit olan Hıdır Çalka, Mardin'de 7 çocuklu bir ailede büyüdü. 10 yıl gurbet ellerde öğretmenlik yaptı. Vefakar öğretmen, savaş bölgesi demeden gönüllü olarak Kenya'dan Somali'ye gitme kararı aldı. 3 valiziyle eşini ve 6 ve 2 yaşındaki evlatlarını götürdüğü Moğadişu'da 8 aydır görev yapıyordu.