Ankebût suresi 395. sayfadan başlar ve 403. sayfada biter, 20. ve 21. cüzde yer almaktadır. Mekke döneminde inmiştir. 69 âyettir. Sûre, adını 41. âyette geçen “elAnkebût” kelimesinden almıştır.
Ankebût, örümcek demektir. Sûrede başlıca, Allah’ın birliği, peygamberlik, öldükten sonra dirilme gibi temel inanç konuları ile Nûh, İbrahim, Lût ve Şu’ayb gibi peygamberlerin ibret dolu kıssaları konu edilmektedir. Yine Âd ve Semûd gibi kavimlerle Kârûn ve Hâmân gibi tarihin azgın liderlerinin başlarına gelenlere dikkat çekilmektedir. Mushaftaki sıralamada yirmi dokuzuncu, iniş sırasına göre seksen beşinci sûredir. Rûm sûresinden sonra, Mutaffifîn sûresinden önce ağırlıklı görüşe göre– Mekke’de inmiştir. Tamamının Medine’de indiği de söylenmektedir. Bir rivayete göre büyük bir bölümü Mekke’de, baş tarafından on veya on bir âyeti de Medine’de inmiştir. Aksine ilk dokuz âyetinin Mekke’de, daha sonraki kısmının Medine’de indiği de söylenmiştir. Bu rivayetlerden çıkan sonuca göre tamamı hicretin hemen öncesine ve/veya sonrasına denk gelen bir zaman dilimi içinde inmiştir.
Ankebût suresinin konusu nedir
Ankebût sûresinin ana konusu, doğru inanca sahip olmak ve bu minval üzere yaşamaktır. Sûre insanoğlunun başı boş yaratılmadığını, Allah karşısında sorumlu olduğunu, dolayısıyla bir imtihan hayatı yaşadığını bildiren âyetlerle başlar ve Allah’ın gerçek müminlerle münafıkları mutlaka birbirinden ayıracağını bildirir. Daha sonra Nûh, İbrâhim, Lût ve Şuayb peygamberlerle Âd ve Semûd kavimlerinin yanı sıra Mûsâ ile ilgili kıssaların ibret alınması gereken yönleri özetlenir. Namazın mahiyeti ve ahlâkî yararları hatırlatılır. Mekke putperestlerinin Hz. Peygamber ve Kur’an’la ilgili kuşkuları ve itirazları cevaplandırılır; onların iman konusunda içine düştükleri çelişkilere değinilir. Allah yolunda içtenlikle çaba gösterenlere Allah’ın destek ve yardımını müjdeleyen âyetle son bulur.
Arapça 395 nasıl yazılır : ٣٩٥
Ankebut suresinin fazilet ve sırları hakkında rivayetler
Dârekutnî’nin Sünen’inde (II, 64) nakledilen bir hadise göre Hz. Âişe, “Resûlullah aleyhisselâm, güneş ve ay tutulmalarında dört rükûlu, dört secdeli iki rek‘at namaz kılar, bu namazın ilk rek‘atında Ankebût veya Rûm sûresini, ikinci rek‘atında Yâsîn sûresini okurdu” demiştir.
Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Her kim Ankebut suresini okursa, yeryüzündeki bütün mü’minler ve münafıklar sayısınca sevap verilir." (Kadı Beyzavi, Beyzavi Tefsir (Envarut-Tenzil ve Esrarut Te’vil) 2/214)
Rivayet edildi ki:
- Ruhi bunalım geçiren kimselere okunursa, şifa bulur.
- Bu surenin tamamı yazılıp, herhangi bir hastaya içirilirse, Allah’ın izni ile şifa bulur.
- Her gün 1 kere suya okunup da içenin hafızası güçlenir.
- Kendisine kötülük yapacağı bilinen bir topluluğa karşı Ankebüt Suresinin 30. ayeti Besmele ile beraber okunmalıdır.
- Çare bulunamayan maddi ve manevi hastalıklara karşı sebeplere sığınıp Ankebüt suresinin 46. ayeti ile Rum suresinin 17-20. ayetleri 72. kere okunmalıdır.