Bazen yemek yetmeyecek kadar az olurdu. Yine böyle bir sıkıntının içine düşmüşlerdi. Sofraya konan yemek oldukça azdı. Her zaman olduğu gibi Ebû Tâlib Amca yine akıllıca davranıp şöyle dedi:
— Durun, önce sevgili yeğenim başlasın! O tatsın önce. Sevgili yeğenimin başladığı yemek, bir başka lezzetlenip bereketleniyor. Haydi güzel yeğenim, önce sen başla.
Peygamberimiz (sav) de fedakâr amcasına, emektar yengesine ve amca çocuklarına muhabbetle baktı. Sonra da besmele çekerek yemeğe başladı. Bir lokmayı kendi ağzına koyarken ikinci lokmayı da amca oğlunun ağzına veriverdi. Amca oğlu başta olmak üzere hepsini çok duygulandıran bu hareket, bir başka güzelliğin resmiydi. Gerçekten o azıcık yemek hepsine yetmiş, hatta artmıştı.