Allı Turnam Türküsünün Hikayesi
Turna, Türk kültüründe, dolayısıyla türkülerde yer alan önemli bir imge olarak karşımıza çıkmaktadır. Onun kutsallığının yanında, duygu aktarımında araç olarak kullanımı da türkülerde çok sıkça karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmada, turnaların türkülerde haber götüren, haber getiren ve kendileri ile dertleşilen yönleri üzerinde durulmuştur.
Muharrem Ertaş’ın çırağı olarak yetişen ve türkülerinde genellikle Anadolu insanının yanıklığını, hüznünü ve yer yer de sevincini işleyen Keskinli mahalli sanatçı Hacı Taşan (1930-1983), “Allı Turnam ” türküsünde, Turna larla eşe dosta selam gönderilir.
Allı Turna m bizim ele varırsan şeker söyle kaymak söyle bal söyle.” dedikten sonra, Turnanın sılaya varınca ne söylemesi gerektiği de tembih edilir. Önce güzel şeyler söyleyecek. Umutla bekleyenlerin umutlarını kırmayacaktır.
Eğer bizi sual eden olursa Boynu bükük benzi soluk yar söyle.” denilecektir. Böylece kendi durumundan eş, dost ve yaran haberdar olacaktır.
Aşık edebiyatının önemli isimlerinden olan Gevheri’nin Garip Turna türküsünde sıladan, yardan ve sevenlerden ayrı kalmanın, kendisini ne hâle koyduğunu Turnalar aracılığı ile sılaya iletir
Şeker söyle kaymak söyle bal söyle
Eğer bizi sual eden olursa
Boynu bükük benzi soluk yar söyle
Gülüm gülüm kırıldı kolum
Tutmuyor elim turnalar ey
Ah gülüm gülüm yar gülüm
Kız gülüm gülüm turnalar ey
Allı turnam ne gezersin havada
Arabam kırıldı kaldım burada
Ne onmamış kulu muşum dünyanın
Akşam olsun allı turnam dön geri
Kırıkkale Keskin Yöresi
Söz Müzik : Hacı Taşan