Allah Resulü (s.a.v.) hicret yolculuğu için ne gibi tedbirler almıştır

Allah Resulü (s.a.v.) hicret yolculuğu için ne gibi tedbirler almıştır bu konuda sizlere kısa bilgiler vereceğiz.

Hicret, Mekke’nin Fethi ve İslâm Devletinin kuruluşu açısından çok önemlidir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) hicrette bile sebeplere dayanarak ve tedbirini alarak Mekke’den ayrılmıştı. Hicretin sebepleri arasında bilindiği üzere Müslümanlara yönelik olarak Resûl-ü Ekrem Efendimiz’in Taif dönüşünde müşriklerin zulmü artmış ve can ile mal güvenlikleri tehlikeye girmişti. Hatta Yâsir ve Sümeyye işkenceyle öldürülmüş ve Bilâl-i Habeşi büyük zulüm görmüştü. Bunun üzerine ilk Hicret, Peygamber Efendimiz’in izniyle Habeşistan’a yapılmıştı. Aralarında Hz. Peygamber’in kızı Rukiye, Zûbeyr b. Avvâm ve Musâb b. Umeyr gibi meşhur kişilerin de bulunduğu ilk gruptan sonra ikinci grup ve diğer gruplarla bu sayı sekseni geçmişti.

Özelde Hz. Peygamber’in ve Mekkeli Müslümanların Medine’ye göçünü ifade eden Hicret, “kişinin herhangi bir şeyden bedenen, lisânen veya kalben ayrılıp uzaklaşması” demek. Hicrân mastarından ad alan Hicret, terk etmek, ayrılmak ve ilgisini kesmek anlamına da gelir. Biz, bir yerden bir başka yere hicret edene “Muhâcir” veya “Muhâcirîn”, bu muhâcirlere sahip çıkana da “Ensâr” unvanı veriyoruz. Peygamber Efendimiz’e göre hicret; “azaba götürecek kötü şeyleri terk etmek”tir. O’na göre; “Muhâcir, Allah’ın yasakladığı kötülük ve günahları terk eden kimsedir.”

Yâni Hicret, bir yerde “haramları terk edip kötülüklerden uzaklaşmak” ve “nefsi terbiye etmek maksadıyla yolculuğa çıkmak” veya “kalben veya zihnen halkı terk etmek”tir.

Resûlü Ekrem Efendimiz, kendisine suikast düzenlemek için gelen evden Hz. Ali (kerremallahû veche)’yi yatağında bırakarak kabı önünde nöbet tutan müşriklerin gözüne kum saçarak ve Yâsin-i Şerif’i okumak suretiyle ayrılarak Hz. Ebu Bekr’in evine gitmişti. Hicret hazırlıklarına bu evde başlanmış ve uzun yolculuğa dayanıklı develerden satın alınarak beraberce gizlice arka kapıdan çıkarak Sevr Mağarası’na sığınmışlardı. Hoca Ahmed Yesevî’nin çokça dillendirdiği o meşhur “yar-ı gar” yoldaşlığı da bu mağarada başlayacaktı. Müşrikler mağara önüna kadar geldiğinde Hz. Ebu Bekir korkacak, hüzünlenecek ve endişeye kapılacaktı. “Korkma! Yâ Ebu Bekr Allah bizimle” sözü, Ebu Bekir’i teskin edecek ve güvercin yuvası ile örümceğin ördüğü ağ iki yol arkadaşını Allah’ın izniyle koruyacaktı. Âlemlere rahmet olarak gönderilen İki Cihan Güneşi, Hz. Ebu Bekir ile birlikte üç gün kaldıkları o mağarada Mekke’den ayrıldığı için hüzünlendiklerinde, Cebrail gelecek ve Kasas Sûresinde geçen Mekke’ye tekrar döneceklerine dair müjdeyi Hz. Peygamber’e bildirecekti.

Allah tarafından kıyâmete kadar korunmasına rağmen insan peygamber olarak Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) Efendimiz, Hicret yolculuğuna çıkmadan önce ve sonrasında hep sebeplere dayanarak hareket edecek ve tedbirini alarak yola çıkacaktı. Hatta Ebu Bekir’e, satın alınan o devenin parasını ödeyecekti.

Buradan alınacak iki kıssa var. Her şeyde sebeplere dayanmak ve düşman karşısında, uzun bir yola/yolculuğa çıkılacağında her türlü tedbiri önceden almak.

👍 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan, isimsiz ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.

SORU & CEVAP Haberleri