Arkadaşlarınızla Âl-i İmrân suresinin 103-105. ayetlerinin meallerini birkaç defa okuyunuz.
Yapılan açıklamaları da dikkate alarak ayetlerle ilgili aşağıdaki soruları cevaplandırınız.
Kim, kime söylüyor? Dini bütün Müslümanlara seslenilmektedir.
Ayetlerin ana konusu nedir? Allah, kendisinden başka tanrı olmayan, hayy ve kayyum olmasından bahsedilmektedir.
Ayetlerde geçen temel kavramlar nelerdir? Allah’ın azameti karşısında ona tapmak yerine insanlar birbirlerini yemekle uğraşmışlar ve bunun sonucunda işlerinden güçlerinden geride kalarak bütün enerjilerini yitirmişlerdir.
Muhataplardan ne yapmaları isteniyor? Allah’ın onları peygamberler ve kitaplar ile uymalarını dinlemeleri gerektiği anlatılmaktadır.
Kur’an’ı Kerim, her ayetiyle insanlığın yaşam biçiminin dengelenmesini öğütler. Her ayet birer mesajdır ve her mesaj, daha kaliteli bir yaşam ve ahiret yurduna yapılacak yatırım anlamına gelir. Yüce Rabbimiz Âl-İ İmrân Suresi 103. ayet, 140. ayet ve 105. ayetlerde bazı mesajlar vermektedir. Bu mesajların neler olduğuna bakmadan önce ayetlere göz atalım.
“Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı yapışın; bölünüp parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirine düşman idiniz de Allah gönüllerinizi birleştirdi ve O’nun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi Allah kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle açıklıyor ki doğru yolu bulasınız.” (Âl-İ İmrân 103)
“İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.” (Âl-İ İmrân 104)
“Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. İşte onlar için büyük bir azap vardır.” (Âl-İ İmrân 105)
Al-İ İmran 103. ayette verilen mesajlar
“Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı yapışın.” Burada bir benzetme kullanılarak “Kur’an-ı Kerim” için “Allah’ın ipi” benzetmesi yapılmıştır. İman edenlere yönelik verilen bu emir, Müslümanların imanlarını tazelemelerine yönelik bir mesajdır aynı zamandır. Allah’ın ipine yapışan insanlar bölünüp parçalanmalar. Çünkü Yüce Kur’an, başka bir ayet-i kerimesinde “Mü’minler ancak kardeştirler…” (Hûcurat 10) buyurmaktadır. Kardeş olanlar arasında ise dağılıp parçalanma gibi bir durum söz konusu olamaz. Ayetin devamında “Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirine düşman idiniz de Allah gönüllerinizi birleştirdi ve O’nun nimeti sayesinde kardeş oldunuz” denmektedir. Burada söz konusu İslam gelmeden önce insanların her birinin kendi kabilelerine bağlı olmalarından ve bundan dolayı kabile üstünlüğü için yarıştıklarından, zengin ile fakir arasında uçurumlarca farkın olduğundan söz etmektedir. Fakat İslam dini hâkim olduktan sonra bu dine iman edenler arasında hiçbir fark kalmamıştır. Zenginin fakirden, beyazın zenciden, bir kabilenin başka kabileden herhangi bir üstünlüğü kalmamış, “insan” olarak herkes eşit hale gelmiştir. Devamında ise bu kardeşlikten önceki duruma değinilmektedir. “Siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi Allah kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle açıklıyor ki doğru yolu bulasınız” deniyor. Yani İslam dini gelmeden önce bölük pörçük yaşayan insanlar birbirlerinin haklarını gözetmezlerdi, birbirlerine karşı saygıları yoktu ve bu durumlar da Allah’ın (c.c) yasakladığı ve aynı zamanda cezaya tabii tuttuğu durumlardır. İşte insanların İslam’a girmesiyle birlikte bir ateş çukurunun başında olan insanlar, Allah (c.c) tarafından kurtuldular.
Burada bize verilen mesaj; Biz Müslümanlar olarak her zaman birlik, beraberlik ve dayanışma içinde olmalıyız. Zengin olanımızın fakir üzerinde herhangi bir üstünlüğünün olmadığını İslam’da “kardeş” olduğumuzun mesajı vardır.
Al-i İmran 104. Ayette Verilen Mesajlar
Yüce Allah, Müslümanlara bazı görevler vermiştir. Bazı görevlerin bazı kişiler tarafından yapılması ile diğer insanların sorumlulukları kalkar. Mesela cenaze namazı, selam verilirken birinin selam alması gibi… Ama bazı emirler de vardır ki tüm Müslümanları ilgilendirir. “İyiliği emretmek” yani hayra çağırma görevi, her Müslümanın üzerine farzdır.
Bu ayette bize verilen mesaj; her nerede olursak olalım, yaşam şartlarımız nasıl olursa olsun, Allah’ın (c.c) rızasını kazanmak doğrultusunda hareket ederek İslam’ın emirlerini yerine getirmeyen insanları güzel bir dille uyarmaktır.
Âl-i İmran 105. ayette verilen mesajlar
Allah (c.c) surenin 103 ve 104. Ayetlerinde Müslümanların nasıl davranması gerektiği hakkında mesaj verdikten sonra sonraki ayette yani Âl-i İmran 105. Ayette adeta son vurgu ve son uyarıyı yapıyor. “Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. İşte onlar için büyük bir azap vardır.” Yani size İslam dini apaçık bir şekilde geldikten sonra ve size verilen emirler hakkında artık şüpheye yer kalmadıktan sonra ayrılığa düşüp parçalanmayın. Burada zikredilen insanlar, daha önceki Peygamberlerin döneminde ve Hz. Muhammed’in (s.a.v) döneminde kendilerine İslam anlatıldığı halde, Allah’ın (c.c) “siz kardeşsiniz” dediği halde bu sözleri kulak ardı edenlerden söz edilmektedir. Allah (c.c) Müslümanlara “Siz onlar gibi olmayın, çünkü onlar için büyük bir azap vardır” demektedir. Yani biz de İslam’ı kabul ettikten sonra yine de Müslümanların kardeşçe yaşamaları gerektiğine inanmazsak veya birbirimize karşı üstünlük sağlamaya çalışırsak o zaman bizim için de büyük bir azap olacaktır.