Bayram boyunca tüm halk eş, dost, akraba ziyaretleriyle birbirlerinin bayramını kutlar, bu ziyaretler esnasında önce şeker, ardından da kahve ikram edilirdi. Müslümanlar zekat görevini de bu bayramda yerine getirirler, fitre ve sadakalarla ihtiyacı olanlara yardım edilirdi. Bayram namazına gitmeden önce, bu gün oruç olmadığını belirtmek için, bir iki lokma yemek tercihen hurma yenilmesi adeti vardı.
Eski bayramlarda en büyük sevinç her zaman alınmayan yeni kıyafetlerin o zamanda alınması idi. Büyüklerimiz heyecan içinde giysilerini yastıklarının yanına koyar öyle uyurlarmış.
Daha sonra uyanınca ilk işleri yüzlerini yıkamak ve bayramlıklarını giymek olurmuş . Erkekler bayram namazına gider , herkes iş yaparken bir yandan zikir ve dualarla meşgul olurmuş. Hazırlamış özel kahvaltıdan veya bayram yemeklerinden yer, büyüklerin ellerini öper bayramlarını kutlar ve harçlıklarını alırlarmış. Bu harçlıklarla mahalleye gelen şekerci, salıncak gibi şeylere biner eğlenirlermiş.
Kapı kapı şeker toplar, eve gelince şekerlerini sayarlarmış. Misafir ziyaretlerine gider bayramlaşır ve orada hazırlanmış olan yiyecek ve içeceklerden içerlermiş.
Ramazan bayramı bir aylık bir oruç tutma döneminin sonunda kutlanan bir bayramdır. Ramazan ayı olarak tanımlanan bu döneme de çeşitli gelenekler eşlik etmektedir. Ramazan süresince aileler birbirlerini akşam yemeğine davet eder. Bu yemeklerde ramazana özgü yiyecekler, iftariyelikler ve tatlılardan oluşan zengin sofralar hazırlanır.
Ramazan ve kurban bayramlarının ortak özelliklerinden biri de toplu eğlencelere sahne olmasıdır. Kasaba ve şehirlerde özellikle, çocuklar ve gençler bayram yerlerinde buluşup eğlenirler. Bayram yerleri aynı zamanda küçük bir panayır görünümü kazanır.