Âilede babanın, annenin ve çocukların birbirleri üzerinde hakları vardır. Baba, hanımının ve çocuklarının her türlü eğitim ve gelişimiyle ilgilenir, ihtiyaçlarını helâlinden temin ederek onları âhirete hazırlar. Anne, kocasına karşı vazîfelerinde hassas davranır, evine ve çocuklarına sahip çıkar. Akıllı, firâset sahibi, sabırlı ve kanaat ehli olup israftan kaçınır. Anne-baba, çocuklarına karşı muhabbet ve adâletle davranır, ayrımcılık yapmazlar. Çocuklar da anne babalarına karşı son derece hürmet ve muhabbet hisleriyle dolu olur, onlara itaat ederek hizmetlerinde kusur etmezler.
Babanın temin edeceği mesken, âile fertlerini rahatça barındırabilecek genişlikte ve mümkün olduğu kadar iyi bir semt ve güzel komşular arasında olmalıdır.
Anne baba, âile içinde affedici ve uysal olmalı; muhabbet, şefkat ve merhamet hislerini önde tutmalıdır. Biri, kızgınlıkla herhangi bir yemin edip sonra onun hayır olmadığını anladığında, ısrarcı olmamalı, hemen yemininden vazgeçip keffâret vermelidir. (Buhârî, Eymân 1, Keffârât 10; Müslim, Eymân 7, 26)
Ailenin temeli karı-kocadır. Aile önce bunlarla kurulur. Peygamberimiz (s.a.s.) Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Dikkat ediniz, sizin kadınlarınız üzerinde, kadınlarınızın da sizin üzerinizde hakları vardır...
Karı-kocanın birbirine karşı görevleri:
- Her şeyden önce karı ile koca arasında karşılıklı sevgi olmalı,
- Koca, ailesinin yiyecek, giyecek ve diğer ihtiyaçlarını karşılamak için çalışmalı, kazancı helâl olmalı,
- Koca, ailesinin dini ve ahlâki vazifelerini yapmasında yardımcı olmalı, eksiklerini öğretmeye çalışmalı,
- Erkek, hanımına karşı nazik ve yumuşak davranmalı, kaba ve kırıcı olmamalı,
- Kadın, kocasına sevgi ve saygı ile bağlanmalı, ev idaresinde ve çocukların terbiyesinde kocasına yardımcı olmalı,
- Kadın, tutumlu olmalı, kocasının kazandıklarını israf etmemeli ve evine sahip çıkmalı,
- Kadın, evine, yuvasına bağlı olmalı, namusunu titizlikle korumalıdır,
Anne ve babanın çocuklarına karşı görevleri:
Aile yuvasının süsü ve mutluluk kaynağı olan çocuk, anne ve babaya Allah’ın bir emanetidir. Anne ve baba çocuklarının terbiyesinden hem Allah’a, hem de topluma karşı sorumludur. Anne ve babanın çocuklarına karşı başlıca vazifeleri şunlardır:
- Çocuklarını sağlıklı olarak besleyip büyütmek, çocukların beden ve ruh sağlığını korumak,
- Çocuklarına haram lokma yedirmemek,
- Çocuğuna güzel bir ad koymak,
- Çocuğu iyi terbiye etmek, ona ahlâk yönünden güzel örnek olmak,
- Çocuğuna namaz kılmayı, diğer dini ve ahlâki görevleri öğretmek,
- Çocuğu okutmak, geçimini sağlayıcı bir meslek sahibi yapmak,
- Çocukları sevmek, onlarla ilgilenmek. Çünkü çocukların yemek, içmek kadar sevgiye de ihtiyaçları vardır,
- Çocuklara sevgi gösterirken, hediye verirken ayırım yapmamak, eşit ve adaletli davranmak,
- Evlenme çağına geldikleri zaman çocukları evlendirmek,
Çocukların ana ve babalarına karşı görevleri:
- Ana ve babaya iyilikte bulunmak,
- Geçim sıkıntısı içinde iseler geçimlerini sağlamak,
- Ana ve babayı söz ve davranışları ile hiçbir şekilde incitmemek, “Öf” bile dememek,
- Ana ve babalarına karşı güler yüzlü, tatlı sözlü olmak, yüzlerine sert ve öfkeli bakmamak,
- Çağırdıkları vakit hemen koşmak,
- Ana ve babaların emirlerini –Bu emirlerde Allah’a itaatsizlik olmadıkça– dinlemek ve yerine getirmek,
- Her işte onları memnun etmek,
- Yanlarında yüksek sesle konuşmamak,
- Ana–baba hizmete muhtaç duruma geldiklerinde onlara hizmet etmek ve bunu seve seve yapmak,
- Yolda giderken önlerine geçmemek,
- Onlardan izinsiz bir yere gitmemek,
- Öldükleri zaman onları rahmetle anmak, dûa etmek, onların ruhları için hayır yapmak, vasiyetlerini yerine getirmek, anne ve babanın dostlarına iyilik etmek, anne ve babasına kötü söz söylenmesine sebep olmamak,
Kardeşlerin birbirine karşı görevleri:
- Kardeşler arasında samimi bir sevgi ve birlik olmalı,
- Kardeşler birbirlerini tamamlayan bir bütünün parçaları gibidir. Hiç bir şey bu birliği bozmamalı, kardeşleri birbirinden uzaklaştırmamalı,
- Miras, para ve mal gibi şeyler, maddi çıkarlar, kardeşlerin arasını açmamalı, aralarındaki birliği bozmamalı,
- Büyük kardeşler küçükler için ana, baba gibidir. Küçükler büyüklere saygı göstermeli, onlara karşı gelmekten, kırıcı söz ve davranışlardan sakınmalı. Büyükler de küçükleri korumalı, sevgi ve merhamet göstermelidir,
- Kardeşler birbirlerine iyilik yapmalı, birbirlerinin menfaatini kendi menfaati gibi gözetmelidir,
Hısım ve akrabalara karşı görevlerimiz:
Hısım ve akrabalar geniş anlamda ailemizin bir parçası olduğundan onlara karşı yapmamız gereken ahlâki görevlerimiz vardır.
- Hısım ve akrabalarımıza sevgi ve saygı göstermek,
- İhtiyacı olanlara yardım etmek,
- Onları unutmamak, zaman zaman ziyaretlerine gitmek, hediye vermek,
- Uzakta olanları mektup ve telefonla arayıp hatırlarını sormak ve böylece aile bağlarını kuvvetlendirmek,
- Teyze, hala, dayı ve amca bizim ana ve babalarımız durumundadır. Onlara ana ve babamız gibi sevgi ve saygıda bulunmamız gerekir.
Komşulara karşı görevlerimiz:
Aile ve akrabalarımızdan sonra bize en yakın olan insanlar komşularımızdır. Hemen her gün karşılaştığımız, çoğu zaman beraber olduğumuz komşularla iyi geçinmek dinimizin emridir.
- Komşuların hakkına saygılı olmak, onları söz ve davranışlarımızla incitmemek,
- Güler yüzlü, tatlı sözlü olmak, sevinç ve üzüntülerini paylaşmak,
- Dert ve sıkıntılarını gidermeye çalışmak, gerektiğinde yardım etmek, ödünç vermek, hediyeleşmek,
- Ses ve gürültü ile onları rahatsız etmemek,
- Hastaları ziyaret etmek, ölenin cenazesine katılmak, başsağlığı dilemek,
Özetle: Kendimiz için sevdiğimiz şeyleri onlar için de sevip arzu etmek, kendimize yapılmasını istemediğimiz şeyleri onlara yapmamaktır.
Komşumuz Müslüman olmasa bile onlarla iyi geçinmek, eziyet etmekten sakınmak, iyi davranışlar içinde bulunmak görevimizdir.
Dinimizin emri budur. Bu emre uygun olarak Müslümanlar, tarih boyunca Müslüman olmayan komşulara iyi davranmışlardır.