Âhiret gününe ve bu günde olacak hâdiselere inanmanın, îman esasları içinde hususî ve mühim bir yeri vardır Kur’an-ı Kerîm’de îman esasları çok defa “Allah’a ve âhiret gününe îman” olarak özetlenir.
Allah’ın kudret ve irâdesi ile yaratılan insan, bu dünyada az veya çok yaşadıktan sonra ölecek, bedeni çürüyerek toprak olacaktır Fakat insanın cevherini, gerçek varlığını ve üstün yönünü oluşturan ruh, maddi olmadığı için yaşamaya devam edecektir.
- İnsan daima sorumluluk bilinciyle hareket eder.
- İyilik yapar kötülüklerden uzak durur.
- Bu dünyaya gelme amacını anlar
- Bu dünyada yaptıklarının hesabını ahirette vereceğini bilir.
- İnsan, daima sorumluluk bilinciyle hareket eder.
- Hiçbir şeyin karşılıksız kalmayacağını bilir.
- İyilik yapar, kötülük ve günahlardan uzak durur.
- Dünyanın geçici, ahiretin kalıcı olduğunu bilir, dünyaya buna göre kıymet verir.
- Umutsuzluğa ve yılgınlığa düşmez, sabırlı ve dirençli olur.
- Sabrettiği her zorluktan, sıkıntıdan dolayı Allah’ın (c.c.) kendisine sevap yazdığını bilir.
- Bu dünyaya gelme amacının ne olduğunu anlar.
- Sonsuz yaşama inancıyla ölümün bir son olmadığını anlar, rahatlar.
- Ahirette sevdikleri ile beraber olacağını bilir, onların ölümleri ile yıkılmaz.
- İnanan kimseyi aşırılıklardan korur.
- İnsan, iyilik ve kötülük karşısında sabrı ve şükrü tercih ederek dünya ahiret dengesini gözetir.
- Cennete gitme arzusu ile insanları iyiliklere yöneltir.
- Cehenneme gitme endişesi ise insanları, kötülüklerden sakındırır.
- Toplumda iyilik, mutluluk ve refahın artmasına; hırsızlık, zina, cinayet, içki ve kumar gibi olumsuzlukların da azalmasına vesile
olur. - Ahiret inancına sahip bir Müslümanın hayatı, düzen ve disiplin içinde olur
- Karşılığını göreceğini bilen bir insan, Allah Teala’dan hakkıyla korkar. İyilikler yapar, kötülüklerden uzaklaşır
- Adaletli davranmaya özen gösterir.