Doğurganlığı azaltmak için çeşitli politikaların uygulanması adına kesinlikle tavsiye edilen hatta tavsiyenin ötesinde baskı yapılan yerlerden bir tanesi Afrika kıtası ülkeleridir. Özellikle Batı olarak değerlendirilebilecek siyasi yapılar bu nüfus artışından huzursuzdur ve göç ile güvenlik konusundaki endişelerini sık sık dile getirmekteler.
Afrika Kıtasında nüfus artış hızının düşürülmesine yönelik politikalar uygulanmaya başlanması da endişeler sonucunda ortaya çıkan kararlardır. Bu noktada nüfus politikaları son derece önemli bir yere sahip çünkü alınan kararlar nesiller sonra meydana çıkar ve ülkenin gücü ile güçsüzlüğünü ortaya koyan birer unsur olurlar. Güç tanımına baktığımızda yer altı ve yer üstü zenginlikleri, asgari kapasite, teknoloji, kültürel ve tarihi unsurlarla birlikte nüfus da bu durumda etken noktalardan biri. Nüfusu kendi çıkarları çerçevesinde doğru yönde kullanan Hindistan ve Çin gibi ülkelerin son yıllarda küresel aktör haline gelmesi de göz ardı edilemeyecek durumlardır.
Afrika Kıtasında nüfus artış hızının düşürülmesine yönelik politikalar uygulanması kıta için önem arz ediyor. Afrika’nın nüfus değişimi yalnızca kıtanın diğer ülkeleri ile ilişkileri değil aynı zamanda kıta içindeki dengeleri bakımından da son derece önemli görülüyor. Sömürgecilik dönemlerinde gelişim gösteremeyen Afrika ülkeleri, bu dönemde erkek nüfusunun azaldığı, bebek ölümlerinin yüksek olduğu bir sürece taşındı. Bugün gelinen noktada ise her şey çok daha farklı ve Afrika’nın demografik güç olmaya başladığını da göstermektedir. Afrika Kıtasında nüfus artış hızının düşürülmesine yönelik politikalar demografik gücü getirebilir.