âdeta: Hemen hemen.
irşad: Doğru yolu gösterme.
lâyık: Bir şeyi elde etmeye hak kazanmış olan.
mazzarat: Zarar.
menevişlenmek: Bir yüzeyde renk dalgalanmaları oluşturmak.
milis: Savaş sırasında orduya yardımcı olan silahlı halk gücü.
minnet: Gönül borcu.
neşter: Ucu değişebilen ince cerrah bıçağı.
parabellum: Alman ordusunda kullanılan tabanca.
şaşalamak: Şaşırmak.
tipi: Kar fırtınası.
âdeta TDK anlamı nedir
zarf, (a:deta:), Arapça ʿādetā
Hemen hemen, sanki. "Yüzümü âdeta cama yapıştırarak her hareketini ilgiyle izliyorum." - Ahmet Ümit
Layık TDK anlamı nedir
(la:yık, l ince okunur), Arapça lāyiḳ
1. sıfat Nitelikleri, özü, hareketleri, davranışlarıyla bir şeyi elde etmeye hak kazanmış olan. "Sevilmeye o herkesten fazla layıktır." - Peyami Safa
2. sıfat Bir kimseye uygun olan, yaraşan.
Şaşalamak TDK anlamı nedir
nesnesiz
Şaşkın bir duruma düşmek, şaşkınca davranmak, şaşırmak. "Annemin tereddütsüz cevabından biraz şaşaladım." - Aka Gündüz