Son beş yıldaki artış dikkat çekerken, önlisansta kadınların, lisansta ise erkeklerin daha fazla olduğu görüldü.
ÜÇ ÜNİVERSİTEDE VAR
Örgün eğitimde ise lisans ve önlisana devam eden 2 milyon 647 bin 86 öğrenci bulunuyor. Türkiye’de şu anda İstanbul, Anadolu ve Atatürk üniversitelerinde olmak üzere üç açıköğretim fakültesi var. Artışın sebebini bu fakültelerin yetkililerine sorduk. Yöneticilere göre, sınavsız ikinci üniversite şansı açıköğretimdeki öğrenci sayısını arttırdı. Bir yükseköğretim kurumunda okuyan ya da mezun olanlar sınava girmeden açıköğretimin bir bölümünde okuyabiliyor.
KARİYER HEDEFİ
Bir başka neden ise yükseköğretimin özellikle iş hayatında aranılan ve bireyi ön plana çıkaran bir unsur olması. Kariyer değiştirmek isteyenler de açıköğretimde bir bölüme yöneliyor. Eğitim maaliyetinin düşük olması ve eğitime her yerden ulaşılabilmesi de sayının artmasına neden olanlar arasında.
TALEP GİDEREK ARTIYOR
Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı (Anadolu Üniversitesi Rektörü): Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Sistemi üç fakülteden oluşan bir yapı. Bu yapının bileşenleri Açıköğretim, İktisat ve İşletme fakülteleri. Açıköğretime kayıtlı öğrencilerin hepsi aktif değil, birçoğu pasif. Örgün eğitimde öğrenciler eğitimine devam etmezlerse kaydı siliniyor. Açıköğretimde eğitime devam etmezse kaydı silinmiyor, sistemde öğrenci olarak duruyor ancak pasif gözüküyor. 2019-2020 öğretim yılında Açıköğretim Sistemine (AÖS) kayıtlı öğrenci 1 milyon 49 bin 227. Üniversitemiz bu öğrenci sayısıyla dünyanın en büyük ilk üç üniversitesi arasında yer alıyor. Son beş yılda açıköğretime talep gözle görülür biçimde hızla arttı. Öğrencilerinin ve mezunlarının arasında üst düzey devlet bürokratları, milletvekilleri, belediye başkanları, yargı mensupları, avukatlar, polisler, askerler, öğretmenler, mühendisler, bankacılar, sanatçılar ve sporcular gibi Türkiye’nin iyi eğitimli ve kariyerli bireyleri de yer alıyor. Bu artışın birkaç nedeni var. Öğrencilerimizin neredeyse tamamı çalışan kişilerden oluşuyor. Açıköğretim sisteminde kayıtlı tüm aktif öğrencilerin yaklaşık yüzde 70’i çalışıyor. İkinci üniversite öğrencilerinin ise yüzde 92’si bir işte görev yapıyor. Çalışan her birey yaptığı iş nedeniyle başka meslek alanlarıyla etkileşime giriyor. Girdikleri yan alanlarla ilgili bilgi açığını kapatmanın en etkili, kolay ve hızlı yolu güvenilir bir kurumdan bu konuda eğitim almak. Bir başka neden de kariyer değiştirme isteği. Hobi edinmek ya da ilgi alanlarını beslemek için kayıt yaptıranlar da var.
İŞ HAYATINDA ÖNE ÇIKARIYOR
Prof. Dr. Levent Şahin (İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi Dekanı): Herhangi bir lisans ya da önlisans programından mezun veya öğrenci olanlar, mezuniyet ya da öğrencilik durumlarının eşdeğeri düzeylerde sınavsız olarak açıköğretime kayıt olabiliyor. 2019-2020 güz dönemi itibariyle öğrencilerimizin yarısından fazlası sınavsız ikinci üniversite kapsamında okuyanlardan oluşuyor. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte internet ve buna bağlı olan hizmetlere ulaşım kolaylaştı, maliyetler geçmişe göre düştü. Öğrenciler de günümüzde akıllı telefonlarından çok rahat bir şekilde sistemlerimize ulaşıp derslerine ve öğrenme materyallerine zaman ve mekândan bağımsız biçimde ulaşabiliyorlar. Bu da açıköğretimin en belirgin faydası. Bir diğer fayda da örgün eğitim hizmetlerinden çok daha düşük maliyetlerle eğitim alma imkânı. Günümüzde hayat boyu öğrenmeye yüklenen anlam nedeniyle insanlar daha iyi kariyer fırsatlarına erişmek ve sürdürülebilir bir kariyer için sürekli öğrenmenin ve gelişmenin kilit bir rol oynadığının bilincine ulaştı. Açıköğretim önemli bir yol kat etti. Sayısal olarak artışın ana sebebi sınavsız ikinci üniversite kapsamında eğitime devam eden öğrenciler. Yükseköğretimin hayatın pek çok alanında ve özellikle iş hayatında aranılan, bireyi ön plana çıkaran bir unsur olması artan talebi özetleyebilir.
EV HANIMLARI DA OKUYOR
Prof. Dr. Ömer Çomaklı (Atatürk Üniversitesi Rektörü): Öğrenci sayısındaki artışın çeşitli sebepleri var. Birincisi ikinci üniversitenin adaylara sınavsız okuma fırsatı vermesi. Öğrencilerimizin yüzde 55’ini ikinci üniversite kapsamında okuyanlar oluşturuyor. Okuma fırsatı bulamamış, içinde ukde kalmış insanlar da açıköğretime yöneliyor. Şehir değiştirmek zorunda kalmadan hem iş hayatına devam ediyor hem de eğitimine. Öğrencilerimizin yüzde 56’sı kadın. Bunların içerisinde ev hanımları çoğunlukta. Dezavantajlı gruplar da tercih ediyor. Örneğin, 2 bin civarında cezaevlerinden öğrencimiz var. Ücretlerimiz çok yüksek değil. Dönem başına 325 lira ödüyorlar. Fakültemiz 2010’da kurulmasına rağmen 369 bin 638 öğrenci sayısına ulaştı. 5 bin 392 engelli ve 1707 şehit yakını, gazi, gazi yakını öğrenciye ücretsiz eğitim hizmeti sunuyoruz. Ayrıca fakülteye kayıtlı öğrencilerin 43 bin 17’si 35 yaş üstü kadınlardan oluşuyor. Toplam öğrenci sayısının yaklaşık 200 bini aktif öğrenci statüsünde. Mevcut önlisans ve lisans programlarının tamamına yakını yoğun ilgi görüyor. Özellikle, adalet, çocuk gelişimi, ilahiyat, iş sağlığı ve güvenliği gibi önlisans programları ile kamu yönetimi, sağlık yönetimi, sosyal hizmet ve sosyoloji gibi lisans programlarına öğrenciler daha fazla rağbet ediyor. 81 ilin tamamında ve bazı büyük ilçelerde yer alan toplam 104 sınav merkezimizle öğrencilerimize sınav hizmeti sunuyoruz.