Acı ile ilgili atasözleri ve deyimler

İçinde ve anlamında acı, acı çekmek geçen atasözleri, deyimler ve açıklamaları. Acı hakkında atasözleri, deyimler ve anlamları hakkında sizlere kısa bilgiler vereceğiz.

Acı ile ilgili atasözleri

Acı acıyı keser, su sancıyı; bir güçlüğü yenmek için başka bir güç yola başvurulmalıdır. DEVAMI

Acı patlıcanı kırağı çalmaz; herhangi bir duruma alışkın olan kimseyi benzer kötü durumlar etkilemez.DEVAMI

Acıkan ne yemez, acıyan ne demez; geçim sıkıntısı içinde bulunan kişi geçinebilmek için her yolu dener, her işi yapar, canı yanan kişi de sonunu düşünmeden ağzına geleni söyler.

Acıklı başta akıl olmaz; büyük sıkıntılar içinde bulunanlar mantık dışı işler yapabilirler.

Acındırırsan arsız olur, acıktırırsan hırsız olur; koruduğunuz kimsenin sürekli acınmasına izin verirseniz arsız olur, emeğinin karşılığını tam olarak vermediğiniz kişi de hırsız olur. 

Acıyan uyumuş, acıkan uyumamış; insan sıkıntıya katlanır da açlığa katlanamaz.

Beş parmağın hangisini kessen acımaz; insan evlatlarını birbirinden ayırt etmez, hangisine zarar gelse aynı üzüntüyü duyar.

Doğru söz acıdır; eksikleri, yanlışları, yolsuzlukları bütün çıplaklığıyla ortaya koyan ve eleştiren söz, bu işi yapanlara acı gelir.

Dost sözü acıdır; yakınlarımız, eksikliklerimizi çekinmeden söylerler.

Hak söz ağıdan acıdır; eksikleri, yanlışları, yolsuzlukları bütün çıplaklığıyla ortaya koyan ve eleştiren söz, bu işi yapanlara acı gelir.

Harmanda dirgen yiyen sıpa, yılına kadar acısını unutmaz; uygunsuz davranışlarından dolayı cezalandırılanlar uzun süre aynı davranışı göstermezler.

Sabır acıdır, meyvesi tatlıdır; sabır zor bir iştir ancak güzel sonuçları vardır.

Soğanın acısını yiyen bilmez, doğrayan bilir; bir iş yapılırken ne kadar güçlük çekildiğini, o işi başarmış olan bilir; başarılmış olan bu işten yararlanan bilmez.

Şeriatın kestiği parmak acımaz; kanunların uygun gördüğü cezaya katlanmak gerekir.

Acı ile ilgili deyimler

Acı (acılar) görmek; kötü günler yaşamak.

Acısı içine (yüreğine) çökmek (işlemek)
1) Bir şeyin acısını derinden duymak;
2) Kötü bir şey olacağını düşünerek önceden üzülmek.

Acısı ortaya çıkmak
Olumsuz sonucu yavaş yavaş ortaya çıkmak:
Dur bakalım daha hele, o içtiklerinin acısı bir bir çıkacak ortaya. - M. İzgü.

Acısını almak
1) Acılığını gidermek;
2) Sızıyı dindirmek.

Acısını bağrına (içine) basmak (gömmek)
Bir üzüntüye, sıkıntıya yakınmadan katlanmak.

Acısını çekmek
Yapılan yanlış bir işin doğurduğu sıkıntı ve üzüntü içinde bulunmak.

Acısını çıkarmak
1) Acılığını yok etmek: Soğanın acısını çıkarmak.
2) mec. Uğradığı maddi veya manevi zararı karşılayacak bir iş yapmak:
Bunca gecikmişliğe rağmen o günlerin acısını çıkarabilmesine imkân tanımalıydı. - E. Şafak.
3) mec. Öç almak:
Ustanın kendisini küçük burjuva münevveri diye aşağılık görmesinin acısını çıkarıyor. - N. Hikmet.

Acısını görmek; bir yakınının ölümünü görmek.

(bir şeyin) Acısı çıkmak; bir şeyin olumsuz, kötü sonucu bir süre sonra ortaya çıkmak: Dünkü yorgunluğun acısı bugün çıktı.

(birinin) Acısına dayanamamak; bir kimse bir yakınının ölümünden büyük üzüntü duymak.

(birinin) Acısını almak; sıkıntısını, üzüntüsünü azaltmak.

(birinin) Canını acıtmak; birine acı vermek:
Korku, canını acıtacak, elle tutulur gözle görülür bir madde oldu. - N. Hikmet.

Canı acımak
1) Çarpma, vurma vb. sonucu acı duymak:
Şaşkınlığından bir kestane yığınına çarptı, canı acıyordu. - S. F. Abasıyanık.
2) Üzülmek, rahatsız olmak.

Canına acımamak; kendini düşünmeden, kendine bakmadan yaşamak.

👍 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan, isimsiz ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.

Deyimlerin Anlamları Haberleri