Âbit:
1. Kulluk ve ibadet eden.
2. Allah’ın emirlerini içtenlikle yerine getiren.
3. Bütün varlığıyla Allah’a yönelen, İslam dininin gereklerini gerçek anlamıyla yaşayan.
“Tövbe edenler, âbidler, hamdedenler, oruç tutanlar, rükû edenler, secde edenler, iyiliği emredip kötülükten sakındıranlar ve Allah’ın sınırlarını koruyanlar… İşte o müminleri müjdele. (Ne mutlu onlara)!” (Tevbe suresi, 112. ayet.)
Mabut:
1. Kendisine ibadet edilen, tapınılan varlık, ilah, rab.
2. İbadet edilmeye layık olan tek varlık, Allah.
Ey benim her taşı bir mabed-i iman yurdum
Seni er geç bana bir gün verecek Mabudum.
Mehmet Akif Ersoy
Hz. Peygamber (sav), Allah’tan başka varlıkları mabud edinen müşrik bir toplumu tek olan Allah’a ibadet etmeye çağırmıştır. İslam dinine göre Allah’tan başka hiçbir varlık mabud edinilemez. Çünkü Allah’tan başka hiçbir varlık ibadete layık değildir. “Ey iman eden kullarım! Şüphesiz, benim yarattığım yeryüzü geniştir. Her durumda (ve
her yerde) yalnız beni mabud edininiz.” (Ankebut suresi, 56.ayet.)
Mabet:
1. İbadet edilen yer, ibadethane, tapınak.
Her dinin kendine özgü mabedleri vardır. Yahudilerin mabedlerine havra veya sinagog,
Hristiyanlarınkine kilise, Müslümanlarınkine ise cami veya mescid denir.
2. Müslümanların toplu olarak ibadet edebilmeleri için yapılmış olan yer, cami, mescid, musalla.
Ruhumun senden ilahî şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli
Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.
Mehmet Akif Ersoy
(MEB Dinî Terimler Sözlüğü, s. 4 ve s. 277.)