Abdülkadir Geylani, 470'te (1077) Hazar denizinin güneybatısındaki Gîlân eyalet merkezine bağlı Neyf köyünde doğdu.,1166 yılında vefat etmiştir.
Arapça’da “el-Cîlî”, Farsça’da “Gîlî” veya “Gîlânî”, Türkçe’de ise “Geylânî” şeklinde telafüz edilen nisbesiyle şöhret bulan bu yüce şahsiyetin tam adı, Muhyiddin Ebû Muhammed Abdulkâdir b. Ebî Sâlih Mûsâ Zengîdost el-Geylânî’dir.
Tarikat ehli katında “imam-ı eimme”, şeriat ehli katında da “mahbub-u sübhanî” ve muhyiddin lakablarıyla meşhur olmuşlardır.
470/1077 tarihinde Hazar denizinin güney batısındaki “Gîlân” eyalet merkezine bağlı Neyf köyünde doğdu. Geylanî için “Aşk ile doğdu, kemâl ile yaşadı ve kemâl-i aşk ile öldü” diyerek tarih düşürülmüştür ki, ebced hesabına göre “aşk” 470, “kemal” 91, “kemal-i aşk” ise 561’e tekabül etmektedir. Buna göre Geylânî 470’de doğmuş 91 senelik bir ömürden sonra 561 tarihinde vefat etmiştir.
Nesebi ana tarafından Hz.Hüseyin’e, baba tarafından Hz.Hasan’a ulaşmaktadır. Babası Ebû Salih Musâ’nın dindar bir kişi olduğu bilinmekte, ancak hakkında fazla bilgi bulunmamaktadır. Devrin tanınmış zâhid ve sufilerinden olan Ebû Abdullah es-Savmaî’nin kızı olan annesi Ümmü’l-Hayr Emetü’l-Cebbâr Fatıma’nın kadın velilerden olduğu kabul edilir.
Küçük yaşta babasını kaybeden Abdülkâdir, annesinin yanında ve dedesinin himayesinde büyüdü. Abdülkadir Geylani, ilk tahsilini doğduğu köyde yaptıktan sonra Bağdat’a gelip yerleşmiştir. Burada uzun süre ilim öğrenmekle meşgul olmuş, çeşitli hocalardan yıllarca ders okumuş, kendini yetiştirmiştir. Tefsir, hadis, fıkıh, kıraat, edebiyat gibi ilimleri iyice öğrenen Abdülkadir Geylani bu alanlarda dersler vermiş, hocalık yapmıştır. Vaazları, sohbetleri ve eserleriyle insanların beğenisini kazanmıştır. Başta Bağdat ve çevresi olmak üzere genel olarak tüm İslam aleminde tanınmış, görüşleri Müslümanlar arasında yaygınlık kazanmıştır.
Kadirilik, Abdülkadir Geylani’nin düşünceleri etrafında oluşmuş tasavvufi bir yorumdur. O, verdiği derslerle kısa zamanda çevresini etkilemiş ve görüşlerini yayma imkanı bulmuştur. Kadirilikte diğer tasavvufi yorumlarda olduğu gibi Kur’an ve sünnete uymak esas alınır. Bu yüzden insanın dinin emir ve yasaklarına uymasının önemi üzerinde durulur. O halde insan, günahlarından tövbe etmeli ve her işinde samimiyetle hareket ederek ibadete yönelmelidir. Kadirilikte en önemli görev, yoksulların hizmetine koşmak ve onların ihtiyaçlarını gidermelerine yardımcı olmaktır. Bu düşüncede cömert olmak ve bol sadaka vermek gerektiği üzerinde önemle durulmaktadır.
Abdülkadir Geylani Hazretlerinin Eserleri:
Menâkıb kitabları Gelanî’nin bin kadar eseri bulunduğunu kaydeder. Bu gün ona nisbet edilen eserlerin sayısı elli civarındadır. Ancak bunların büyük bir kısmının ona ait olmadığı kesinlik kazanmıştır.
Geylânî eserlerinde son derece sade bir uslub kullanır. Tema olarak ağlatıcı ürpertici konuları tercih eder. Cemaate cenneti müjdeleyerek onlara ümit ve şevk verir, nefsin zayıf taraflarını başarılı bir şekilde tasvir eder, şeytanın insana nüfuz etme yollarını canlı örneklerle anlatır. İnsanı duygulandıran ve heyecanlandıran tablolar çizer. Tarikatının ve tesirinin bütün İslâmalemine yayılmasında, uyguladığı bu metodun payı büyüktür. Bu eserler sıhhatli tercemeleri yapacak dirayetli insanları beklemektedir.
- el-Gunye li-Tâlibî Tarîki’l-hak
- el-Fethü’r-Rabbânî
- Fütûhu’l-Gayb
- el-Füyûzâtü’r-Rabbâniyye fi Evrâdi’l-Kâdiriyye
- Mektubât
- Cilâü’l-Hâtır min Kelâmi şeyh Abdülkâdir
- Sırru’l-Esrâr ve Mazhâru’l-Envâr
- ed-Delâil
- es-Sirâcü’l-Vehhâc fi leylet’l-Mi’rac
- Akidetü’l-Bazi’l-Eşheb