Acımak Cevapları
DERSE HAZIRLIK
1. Acıma duygusu her canlıda var mıdır? Düşüncelerinizi sözlü olarak ifade ediniz.
Cevap: Hayır her canlıda yoktur. Mesela hayvanların çoğunda yoktur. Bazılarında ise görülebilmektedir. Bazen dişi bir köpeğin annesiz bir kediye annelik yaptığına şahit olabiliyoruz. İnsanlarda ise acıma duygusu kuvvetlidir.
2. Aşağıda, Bedri Rahmi Eyuboğlu’nun “Acımak” şiirinden bir bölüm verilmiştir. Bu şairin vermek istediği temel duygu hakkındaki düşüncelerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız.
Cevap: İnsan olarak kalabilmek için dünyayı daha da güzelleştirebilmek için acımak lazımdır ama ne yazık ki başaramıyoruz.
9. Sınıf Sonuç Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 141 Cevabı
1. Okuduğunuz parçanın olay örgüsünü çıkarınız. Sizce bu örgüdeki hangi olay romanın ana fikrini doğrudan vermektedir?
Cevap: Zehra, kendisini görevine adamış sert bir öğretmendir. insanlara karşı acıma duygusu fazla gelişmemiştir. İyi bir öğretmendir ama öğrencilerine çok serttir ve onların yaptığı en ufak bir hatayı bile affetmez. Maarif Müdürü Tevfik Hayri Bey, Zehra’nın bu tutumundan dolayı oldukça dertlidir. Bir gün Müdür Bey, Zehra’yı çağırarak Kendisine İstanbul’dan bir telgraf geldiğini, babası Mürşit Efendi’nin çok hasta ve ölüm döşeğinde olduğunu söyler. Zehra ise bir hata olduğu, babasının olmadığı şeklinde bir yalan söyler. Daha sonra izin alır ve İstanbul’a doğru yola çıkar. Yolda babasının ailesine neler yaptığını; annesini, ablasını ve anneannesini nasıl öldürdüğünü ve nihayetinde kendisini bir yatılı okula verip hiç aramadığını düşünür. Evine ulaştığında eski komşuları Vehbi Bey kendisini karşılar. Ama çok geç kalmıştır. Babası son nefesine kadar Zehra’nın ismini sayıklayarak ölmüştür. Babasının sandığında bir günlük bulur. Günlüğü okuduğunda bütün olanların asıl suçlusunun babası değil annesi olduğunu, bunca yıl babasını yanlış tanıdığını öğrenir. Pişman olur ve içinde bir acıma duygusu oluşur. Okuluna ve öğrencilerine bambaşka bir insan olarak döner. Artık acımayı öğrenmiştir. Bir süre sonra evlenir.
- Ana fikri doğrudan verilmemiştir.Örtük ileti olarak sunulmuştur.
2. Roman, hikâye ve tiyatro gibi olaya dayalı edebî türlerde olaylar gerçek hayattan hareketle kurgulanır ancak yazar bu gerçeği sanat metinlerine özgü “düşsel gerçekliğe” dönüştürerek verir. Buna göre “Acımak” romanında anlatılanlardan hangisi ya da hangilerinin gerçek hayatta yaşanması mümkündür? Metinden örnekler gösteriniz.
Cevap: Zehra öğretmenin yaşadıkları günlük hayatta karşımıza çıkabilir. Zaten yazar kurmaca gerçekliğe dokunmadan yazması mümkün değildir. Bu romanda Zehra’nın başına gelenler, çocukluk yıllarında olaylar, babasının başından geçenler ve son tahlilde babasının durumu ve Zehra’nın bunları öğrenmesi belki bütünüyle bir insanın başından geçmeyebilir ama bir şekilde bu olayları ayrı ayrı yaşayanlar bulunabilir.
3. Romanda anlatımın birinci kişi ağzından yapılmış olması romanı nasıl etkilemiştir? Anlatıcının yönlendirme yapıp yapmadığını, olayları yorumlayıp yorumlamadığını tartışınız.
Cevap: Kahraman Bakış açısıyla anlatılmıştır. Yaşanılan olayların bire bir yaşayan kişinin ağzından anlatılması bize o kişinin duygu dünyasını geniş bir şekilde açabilir. Yönlendirme de illa ki olacaktır çünkü olayları sadece kahramanın dünyasından okumaktayız. Diğer kişilerin duygu dünyasına inemiyoruz.
1. ETKİNLİK
Bu açıklamaya göre siz de “Acımak” romanından anlatma ve gösterme tekniklerine örnek bölümler bulunuz.
Anlatma Tekniği
Artık ne düşüneceğimi, ne yapacağımı şaşırıyorum. Tecrübeli ve zeki kaynanam imdadıma yetişti. Meveddet’in bu hastalığı için bir teşhis koydu ki doktorların o müphem “sinir zafiyeti” tabirinden çok daha mükemmel. Meveddet yine uzun bir hırçınlıktan sonra odasına çekilmişti.
Kaynanam fazla bir şey söylemeden çıkıp gitti. Bu sefer de ben mangalın başında düşünüp kaldım. İhtiyar kadının söylediği şeylere benim de aklım yatmıştı. Ona verilecek cevap yoktu. Ah fukaralık! Sevdiği insana istediği bir temiz havayı bile aldıramamak ne acı şey.
Gösterme Tekniği:
— Anne, ben bir şey anlamıyorum… Ne yapacağız, dedim.
O tereddütle:
— Vallahi ben de bilmem oğulcum ama, dedi, hani neferlerin bir sıla hastalığı vardır… Benim anladığıma göre yavrucuğum o hastalığa tutuldu.
Ben evvelâ güldüm:
— Fakat, Meveddet İstanbul’u bilmez ki onun hastalığına tutulmuş olsun, dedim.
— Namuslu bir adam oldun da eline ne geçti. Sanki başkaları gibi çalıp çırpaydın bizim de elimizde beş on paramız olurdu. Böyle sıkıntı çekmezdik. Hiç değilse biraz daha gözünü açamaz mıydın? Bak eski defterdar, İstanbul’da bilmem ne müsteşarı oldu, geldi.
— İyi ama o adam vali aleyhinde saraya curnal göndermişti.
— Fena mı etti? Vali için “Vilâyeti kasıp kavuruyordu!” diyen sen değil miydin?
9. Sınıf Sonuç Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 142 Cevabı
2. ETKİNLİK
Yukarıdaki paragrafta anlatıcı; Meveddet’in annesi, kızının durumunu ve o yöredeki insanların kendilerine bakış açılarını özetleyerek vermiştir. İşte, anlatıcının kişileri ya da hakkında bilgi vermek istediği herhangi bir şeyi özetleyerek anlatmasına özetleme tekniği denir.
Bu açıklamaya göre “Acımak” romanından siz de özetleme tekniğine örnekler gösteriniz.
Cevap: “Zehra’yı gördüm. Büyümüş, hemen hemen bir genç kız olmuş. Dört seneden beri görmemiş olmama rağmen o kadar çocuğun içinde derhal bulup çıkardım. Zehra mektep arkadaşlarıyla beraber bir yere gidiyordu.
3. ETKİNLİK
Prag der demez içim cız etti. Deminden beri aklıma getirmek istemediğim her şeyi bu sefer zapt etmeme imkân kalmamıştı. Fakat ne diye soracaktım? Benim Mana ile olan münasebetimden onun haberi yoklu, sualime ne mana verecekti? Nereden tanıdığımı sormayacak mıydı? Sonra söyleyeceği şeyler… Bunları öğrenmemek daha İyi olmaz mıydı? Aradan bu kadar sene -tam on sene, hatta biraz daha fazla- geçtikten sonra öğrenmenin ne faydası vardı?
Bu parçada yazar kendi iç dünyasını okuyucuya aracısız olarak vermiştir. Kahramanın söylenmemiş düşüncelerinin, zihnin serbest bir ürünü olarak mantıklı bir sıra içinde, gramer kurallarına uyflun ve konuşma diline yakın bir şekilde, doğrudan doğruya okuyucuya anlatmasına iç monolog tekniği denir.
Siz de okuduğunuz romandan iç monolog örnekleri bularak arkadaşlarınızla paylaşınız.
Bazen günlerce bana darıldığını hissediyorum. Geçen gün durup dururken ayaklarını yere vurarak: “Sıkılıyorum. Ben de babam gibi öleceğim. Beni buralarda bırakıp gideceksiniz!..”…
- Eski ahbaplara muamelem daima böyledir. Onların ben hâlde bir adamla konuşmak istemeyecekleri muhakkak olduğu için ben daha evvel davranıp kaçarım. Bilmem niçin? Tanımadığım insanlardan yardım istemek bana zor gelmez. Fakat eski bildiklerden ölesiye utanıyorum.
- Cevdet’ten beş on kuruş istemek mümkündü ama içimden gelmedi! Ondan alacağımı almıştım.
- Biraz evvel “Vah Mürşit, vah!..” diye bana acıması tasavvur edebileceğim sadakaların en muhteşemi ve ulvisiydi.
4. Zehra’nın kişilik özelliklerini belirleyerek bu özelliklerin romanın çatışmasını nasıl oluşturduğunu söyleyiniz. Yazar, Zehra’nın kişilik özellikleri üzerinden hangi tutum ve davranışlara dikkat çekmektedir?
Cevap: Zehra, mesleğini çok seven,öğrencilere en iyiyi vermeye çalışan idealist bir öğretmendir.Fakat yaşadıklarından dolayı da babasına karşı da merhamet ve acıması olmayan biridir.Çatışma acımak ya da merhametsizlik üzerine kuruludur.
5. Okuduğunuz parçada geçen mekânları gerçekçi buluyor musunuz? Nedenleriyle birlikte açıklayınız.
Cevap: Yaşanılan yerler gerçekçidir. Okul hayatı, aile hayatının yaşanıldığı yerler o günün şartlarına uygun olarak anlatılmıştır.
6. Aşağıdaki parçadan hareketle yazarın hayata bakış açısını değerlendiriniz.
Arkadaşım hangi felâketin beni bu hale getirdiğini sormuyordu. Hayat böyleydi. İnsanlar ayrı ayrı
yollara dağılırlardı. Kiminin tuttuğu yol insanı bu Cevdet gibi, muvaffakiyete götürür. Kimininkini de benim vardığım şahikaya çıkarırdı. Bu bir talih, tesadüf meselesiydi. Niçinini, nasılını sormak beyhudeydi.
Cevap: Yazara göre herkesin içinde bulunduğu karakteri belirleyen unsur geçmişte yaşadıklarıdır. Olumsuz ya da olumlu yaşamlar insanları farklı yerlere götürür.
7. Reşat Nuri’nin sade ve akıcı bir üslupla yazdığı romanlardan biri de “Çalıkuşu ”dur. Anadolu insanının sıkıntıları, İstanbul’da eğitim görmüş bir öğretmenin yaşadıklarının anlatıldığı bu roman Reşat Nuri’nin tanınmasını sağlamıştır. Sinemaya 1966’da uyarlanan, daha sonra dizi filmi yapılan bu eser halk arasında o kadar çok sevilir ki yeni doğan kızlara Feride ismi verilir. “Acımak ” romanının da “Çalıkuşu” gibi okuyucuyu etkileyip etkilemediği konusundaki düşüncelerinizi açıklayınız.
Cevap: Yazarın bu romanı da aynı Çalıkuşu romanı insanı derinden etkileyen bir romandır.Romanın başında babanın yaptıklarını okuduğunuzda bir olumsuz hissiyat belirse de sonradan Zehra’yı kurtarmak için yaptıkları düşünülürse bu hissiyat değişmektedir. Zaten Zehra da bu hissiyat değişimini gerçekleri öğrendikten sonra yaşamaktadır.
8. Okuduğunuz metnin konusu ve teması bağlamında aile birliğine önem vermenin birey ve toplum için ne ifade ettiğini belirtiniz.
Cevap: Toplumun yapısını aile oluşturur. Fakat ailede bireyin dünyasını doğru şekillendirmek gerekir. Aile doğru eğitim, karakter ve insani değerler almayan her birey toplumda olumsuz bir örnek oluşturacak ve toplumun yapısını olumsuz etkileyecektir.
9. “Acımak” metninde geçen “muayene, filhakika, muvaffak, emniyet, hâsıl, vallahi, fedakârlık, aşikâr, sandalye” kelimelerinin doğru telaffuzuna yönelik çalışmalar yapınız.
Cevap: Özellikle üstünde şapka olan harflerin olduğu kelimeleri okurken özen göstermeniz gerekmektedir.
9. Sınıf Sonuç Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 143 Cevabı
1. “Acımak” romanında bazı kelimelerin yazımı dönemsel özellik göstermektedir. Bu kelimelerin yazımı günümüz yazım kurallarına göre yanlıştır. Yazım yanlışı olan kelimeleri belirleyerek doğrularını defterinize yazınız.
- herhâlde > her halde
- Hâsılı > hasılı
- curnal >jurnal