Yer Demir Gök Bakır Cevapları
DERSE HAZIRLIK
1. Türk edebiyatına ait okuduğunuz bir roman ya da hikâyenin filme uyarlanmış hâlini izlediniz mi? İzlediyseniz eser ile film arasında ne gibi farklılık gördüğünüzü arkadaşlarınızla paylaşınız.
Türk edebiyatında filme aktarılmış birçok roman vardır. Bunlar aktarılırken değişikliğe uğrar. Eksilmeler ya da fazlalıklar olabilir. Sonuçta yönetmen ya da senarist okuduğu romanı filme aktarırken kendi yorumlarını işin içine katar. Kendi tasavvurlarını aktarır.
2. Bir roman ya da hikâyeyi okumak mı yoksa bu roman ya da hikayenin filmini izlemek mi insanın hayal dünyasına daha çok hitap eder? Düşüncelerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız.
Cevap: Bir roman ya da hikaye insanın hayal dünyasına hitap eder. Sinema ise insana düşünme fırsatını çok vermez. Görüntüyü önümüze net şekilde koyar. Fakat hikaye ya da romanda anlatılan olay ya da yeri sizin zihin dünyanızda canladırma yapmasına vesile olur.
3. “Göle su gelinceye kadar kurbağanın gözü patlar.” atasözü hangi durumları anlatmak için kullanılır?
Cevap: Bir iş zamanında yapılırsa fayda sağlar. Sonunda rahata kavuşulacağı bilinse bile, bekleme süresinin çok uzaması o işi yararsız duruma getirir. Ayrıca, o işe ümidini bağlayanları çok güç durumda bırakır.
9. Sınıf Sonuç Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 148 Cevabı
1. “Yer Demir Gök Bakır” romanından alınan bölümde hangi konu işlenmiştir? Bu konunun günümüzde, içinde yaşadığımız toplumda ele alınma ihtimali var mıdır? Tartışınız.
Cevap: Yer Demir Gök Bakır romanı, Yalak köylülerinin sıkıntılarını, çaresiz durumlarını, kendi aralarında uydurdukları hikâyelerle hayata tutunma çabalarını konu alırken, Mehmet Taşbaş adındaki adamın ermişliğe uzanan yolunu Ve Muhtar Sefer’in köylüye yaptığı eziyeti de anlatır.
2. Okuduğunuz parçanın olay örgüsünü çıkarınız. Bu olayların, romanın bütünlüğü içinde nasıl bir rol üstlendiğini söyleyiniz.
Cevap: Köylüler her yıl olduğu gibi bu yılda Adil Efendi’den borç alırlar ancak Muhtar ve Koca Halil yüzünden istedikleri gibi hasat yapamazlar. Adil Efendi köye korku salmış köylüler kara kara düşünmektedirler. Koca Halil köyden uzaklaşır kendini suçlu hisseder. Oğluna ölüm haber vermesini söyler hatta mevlid okutturur. Bir ambara kilitler kendini. Gelini ve oğlu ikna etmeye çalışır. Köylüleri toplar Koca Halil’in karşısına getirir. Köylü gayet sakindir ve dua eder. Koca Halil buna rağmen köylülerin kendini öldüreceğini düşünür ve köyden kaçar. Muhtar tüm köylüleri toplar ve Adil’ bir oyun oynamaları gerektiğini anlatır. Adil borçlarını almaya geldiğinde köylüler ellerinde hiç bir şey olmadığını söyleyecektir bu yüzden ne var ne yoksa her şeyi saklarlar. Beklerler ama Adil gelmez. Köylüler yavaş yavaş sinirlenmeye başlar. Bu arada köyün durumu diğer köylerde konuşulmaya başlanır. Köylüler rezil olur sonra Muhtar yeni bir fikirle gelir. Ellerinde olan her şeyi Adil’e vermek için toparlanırlar ama Adil hala gelmek bilmez. Muhtar’ın yanında bir de Taşbaş vardır. Muhtar’ı kıskanır çünkü köylü Muhtar’ın dediklerini yapar ve ona saygı duyarlar. Taşbaş köylüden nefret eder onları azarlar ve bir süre sonra tüm köylünün korktuğu biri haline gelir. Adil köye gelmez ama borçları affettiğini hatta tekrar borç verebileceğini ama köye gelmeyeceğini söyler. Muhtar bunun üzerine köylüler arasında Taşbaş’ın hikayelerinin konuşulduğu ve bundan rahatsızlık duyduğuna inandığı için Taşbaş’ı öldürtmek ister ama başaramaz. Adil’i de köye getirmeye çalışır ama nafile. Taşbaş’ı artık bir ermiş gibi görür köylü. Adil ise bunu kendine yediremez ve jandarmaya şikayet eder. jandarma hasta kılığında gelir ve Taşbaş’ın üfürükçülük yaptığına şahit olur. Alır götürürler. Yolda fırtına çıkar ve bir mağaraya sığınırlar. Herkesin uyuduğu sırada Taşbaş kaçar ve bir daha haber alınamaz.
3. Taşbaşoğlu’nun yaşadığı çatışma nedir? Aynı çatışmayı siz yaşıyor olsaydınız nasıl bir çıkış yolu bulurdunuz? Açıklayınız.
Cevap: Akılla inanç çatışması yaşar
4. Taşbaşoğlu karakterinin özellikleri nedir? Bu karakterin diğer karakterler üzerinde ne gibi etkisi olduğunu söyleyiniz.
Cevap: “Taşbaşoğlu Mehmet”, Yalak Köyü’nde Sefer’e isyan eden topluluğun başındadır. Köyde okuma yazma bilen tek kişidir. Muhtar’ın söylemlerine kulak asmaması, yapılan haksızlıklar karşısındaki başkaldırısı, olayları sorgulaması ve çıkarımlarda bulunması köyde aklı temsil eden bir karakter olduğunu gösterir.
5. Zaman ve mekân kavramlarının okuduğunuz parçada nasıl verildiğini bulunuz. Verilen ayrıntıların okuyucunun hayal dünyasına hitap edip etmediğini tartışınız.
Cevap: Yer Demir Gök Bakır, bir olay örgüsünün gelişimi yerine, ayrı mekânlarda geçen, birbirinden bağımsız ama benzer ve eş zamanlı sahnelerin art arda dizilmesiyle kurulmuştur.
9. Sınıf Sonuç Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 149 Cevabı
6. Okuduğunuz parçada roman anlatım tekniklerinden ( anlatma, gösterme, özetleme, iç diyalog ) hangilerinin uygulandığını gösteriniz.
Kadın:
“Başım…” dedi.
Taşbaş:
“Başın yerin dibine batsın.” dedi. Önündeki açık başı iteledi.
Anlatma tekniği:
Bu olaylardan az sonra kendisine geldi, yanına yönüne şöyle bir bakındı. Karısı, öteki çocukları uzakta durmuşlar, büyümüş gözlerle, şaşkınlık içinde, ürküntüyle, büyük bir saygıyla kendisine bakıyorlar. Bu ona bir dokundu ki… İşte yapayalnız kalmıştı.
İç Diyalog tekniği:
“Ulan köylü!” dedi, “Ne yaparsan yap beni hiçbir zaman ermiş yapamayacaksın. Kul Murtaza gibi deliler damına, Vurgun Ahmet gibi dağlara düşmeyeceğim. Öleceğim de böyle olmayacağım.”
Gösterme tekniği:
7. Okuduğunuz metni cümle yapıları, deyimler, kelime kadrosu, söz sanatları, akıcılık, duygusallık gibi açılardan inceleyerek metnin üslup özelliklerini belirleyiniz.
Cevap: “Anlatıcı”, serbest anlatım yolunu seçmiştir. Yazarın zihninden geçenler verilmiş, ancak bunlar roman kişileri tarafından söyleniyor gibi anlatılmıştır. Romanda anlatım sırasında kim ön plandaysa yazar onun açısından bakarak yazar. Kimi yerlerde “halk anlatımı”na dayanır. Halk öykülerinin ve türkülerinin söyleyişi yeni bir biçimle onun dilini ve anlatımını kurar.
8. Okuduğunuz metinde hangi manevi ve evrensel değerlere vurgu yapılmıştır? Bu vurgunun halk tarafından sevilmeyen birine yüklenmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Cevap: Korku, kıskançlık, nefret etme, kendini güvence altına alma gibi manevi değerlere vurgu yapılmıştır. Normaldir Çünkü halk sevdiği kişiye kahramanlık vasıfları yüklerken sevmediği kişileri ise yerin dibine sokar. Bunu yapmasının sebebi sevmediği kişiden öç alırken sevdiği kişide kendini görmesidir.
1. ETKİNLİK
İncelediğiniz “Acımak” ve “Yer Demir Gök Bakır” romanlarını aşağıda verilen “Suç ve Ceza” adlı romanla anlatıcı, bakış açısı, tür, içerik, yazarın tutumu vb. yönlerden karşılaştırınız. Sonuçları defterinize yazınız.
2. ETKİNLİK
Aşağıdaki cümlelerde geçen zamirleri bularak işlevlerini belirleyiniz.
• Taşbaş düşündü taşındı, bundan vazgeçti. bundan > işaret zamiri
• O, elini çocuğa uzatır uzatmaz, çocuk bağırarak kaçtı, kendisini anasının kucağına attı. o> kişi zamiri
• Onu kucağına alır, saçlarını okşardı.onu > kişi zamiri
• Kendi başı bir büyük belaya girmesine girmişti.kendi>kişi zamiri (dönüşlülük zamiri)
• Bu ona bir dokundu ki… İşte yapayalnız kalmıştı.bu >işaret zamiri / ona> kişi zamiri
• Kendisi için çıkarılanlara uzaktan bir seyirci gibi bakıyor, gülümsüyordu. kendisi >kişi zamiri (dönüşlülük zamiri)
• “Memidik sayesinde göklerde uçup duruyoruz,” demişti kendi kendine.kendi >kişi zamiri (dönüşlülük zamiri)
• “Ocağınız yana adamlar, benim ermişliğim nerede, uçmuşluğum nerede?” benim > kişi zamiri / nerede > soru zamiri
• O da olduğu yerde kalakalır.o > kişi zamiri / bizim > kişi zamiri / o > kişi zamiri
• “Benden selam söyleyin Adil’e, gelip de bizim köye o tatlıca canından olmasın”, demiş. benden > kişi zamiri /
• Kadın hiç konuşmadan başörtüsünü açtı, başını onun önüne uzattı:onun > kişi zamiri
• “Ya benim yaram? Elin değer değmez iyileşti. Bu da mı yalan?” dedi. benim > kişi zamiri/ bu > işaret zamiri
3. ETKİNLİK
Aşağıdaki çalışmaları yapınız.
a. Aşağıdaki parçada hangi noktalama işaretleri yanlış kullanılmıştır? Gösteriniz.
“Öyle, kurban olduğum Memedim,” dedi. “Sen öyle bir ermişsin ki, yedi kat göğün üstüne çıkmışsın. Köylüler diyorlar ki ermişler hiçbir zaman ermişliklerinin farkına varamazlar.”
Taşbaş:
“Şimdi öyleyse beni dinle,” dedi. “Bundan sonra bu eve Ali kardaştan, Meryemce Anadan başka kimseyi almayacaksın. Olur mu?”
Kadın:
“Olur ama,” dedi, “komşudur, nasıl git derim?”
Taşbaş sözünü sürdürdü:
“Dışarda, köyün içinde benden hiç mi hiç söz etmeyeceksin,”
“Soruyorlar. Sorunca da…”
b. Aşağıdaki parçada yazımı yanlış olan kelimeleri bularak düzeltiniz.
“ Görmediniz mi? Nasıl görmezsiniz, canım. Tekeç dağını alıp götürüyorum. Çukurovanın (Çukurova’nın) düzünün ortasına oturtuyorum. Çukurovalılar, sabah kalkıyorlar, gözlerini açınca bakıyorlar ki karşılarında göğe ağmış gitmiş, ala karlı bir dağ. Şaşırıyorlar. Bu koskocaman dağı kim getirdi de koydu buraya, diye Çukurovada(Çukurova’da) kıyametler kopuyor. Köylüler, kasabalar bu dağı görmeye koşuyorlar. Sonracığıma, akşam olur, gün kavuşurken Tekeç dağını sol elimin üstüne koyup getiriyorum, yerine koyuyorum. Çukurovalılar bir de bakıyorlar ki sabah gelen dağ, akşam uçup gitmiş. Bu işe de çok şaşıyorlar. Ben de bu dağı Çukurovaya (Çukurova’ya)kimin taşıdığını hiç kimseye söylemiyorum.”