1. Küçük Ağa adlı romandan alınan metni dil ve anlatım özellikleri bakımından inceleyiniz.
Eserin dili anlaşılır ve akıcıdır. Yazar bunu; halkın o dönemde kullandığı kelimeleri seçerek sağlamıştır. Ayrıca halkın kullandığı kelimelere doğrudan yer vererek eserin doğallığını sağlamıştır. Eserde devrin hakim zihniyeti kendini gösterir. Anadolu’ya ve öz Türkçeye yöneliş eserde kendini göstermektedir. bu yüzden dil oldukça sadedir.
2. Küçük Ağa’daki kahramanların kişisel özellikleri hakkında bilgi veriniz.
İstanbullu Hoca: Genç olmasına rağmen gür ve siyah sakalı olan, gözleri yeşile çalan açık ela , körpe yüzlü, boylu poslu ve pehlivan yapılıydı. Bu pehlivan yapısını hafifçe öne durışu ve yumuşak hareketleri biraz gizleyen birisi.
Salih: Sağ kolunu ve sağ kulağını savaşta kaybetmiş, kehribar gibi gözleri olan yiğit bir delikanlıdır. Yanağında savaştan kalma bir yara izi vardı.
Ali Emmi: Tel çerçeveli gözlükleri vardı. Alnındaki kırışıklıkları olan. İhtiyarlıktan elleri, sakalı titreyen bir adamdır. Ak saçı ve sakalı vardı.
Ağır Ceza Reisi: Sağlam bir kişiliği vardı. Boyu kısaydı fakat çok heybetli bir duruşu vardı.
Emine: Daha on beşine basmamıştır. İnce belli fakat dolgun körpe bir kızdır. İri, simsiyah gözleri, hafifçe çatık hilal kaşları, kırmızı ve kalın dudakları, narin ve çekme burnu ve pespembe tenli çok güzel bir kızdır.
3. Metindeki temel çatışmayı ve buna bağlı diğer çatışmaları belirleyiniz.
Cevap: Bireysel mutluluk-Milli sorumluluk çatışma alanıdır.
4. Edebî eser, yaşanmış bir olayı anlatsa da edebî eserdeki gerçeklik, kurmaca gerçekliktir. Yazar olayları, kişileri, mekânları kendi hayal dünyasında kurgular. Yaprak Dökümünde yazar<, olayları, çevresinde gözlemlediği olay ve kişilerden yola çıkarak kurgulamıştır. Bu nedenle romanda anlatılanlar, yazarın yaşadığı dönemin sosyal ve kültürel özelliklerini taşımaktadır.
Yukarıdaki bilgilerden hareketle Küçük Ağa adlı metindeki kurmaca gerçeklik ile dönemin gerçekliği arasındaki ilişkiyi karşılaştırınız.
Cevap: Her edebi eser içinde bulunduğu dönemin sosyal, siyasi, kültürel.. özelliklerini yansıtır. Fakat anlatırken olduğu gibi nesnel gerçeklikle anlatmaz. Yazar var olan gerçekliği, değiştirip farklılaştırıp bize farklı bir dünya içinde sunar.
5. Küçük Ağa adlı metnin konusunu ve temasını belirleyiniz.
Teması: Küçük Ağa romanı, Milli Mücadele’ye Akşehir’den bakmaktadır. Yani gerçeğin diğer yarısını Milli Mücadele’nin en önemli unsuru olan milleti gösteriyor bize. Kısacası Milli Mücadele’yi anlatır.
Konusu: Birinci Dünya Savaşı ile birlikte Osmanlı Devleti eski gücünü, heybetini kaybetmeye başlamış, isyanlar ve işgallerle zayıf duruma düşmüştür. Kitapta, bir Anadolu kasabası olan Akşehir’den yola çıkılarak, Kurtuluş mücadelesinin bir bölümü anlatılmaktadır. Olaylar Akşehir’in bir kasabasında başla ve gelişir.
6. Küçük Ağa adlı metindeki millî, manevi ve evrensel değerler ile sosyal, siyasi ve tarihî ögeleri belirleyiniz.
Cevap: Milli Mücadele, bireysel mutluluk yerine milli sorumluluk, vatan, hürriyet gibi değerler…
7. Küçük Ağa adlı metindeki olay örgüsünü belirleyiniz.
Dünya Savaşı bitmiş, Osmanlı Devleti yenilmiş ve ordumuz dağılmıştır. Salih, Arabistan cephesinde sağ kolunu, sağ yanağını ve sağ kulağını bırakmış olarak Akşehir’e döner. Onu Rum olan çocukluk arkadaşı Niko karşılar, onunla çok iyi ilgilenir. Amacı onu kendine bağlamak, çocukluk ve gençlik yıllarında kendisinden üstün gördüğü Salih’i ezip ondan intikam almaktır. Onu meyhaneye götürür, sabahlara kadar içerler.
Bu sıralarda Akşehir’e “padişaha bağlılığı sağlamlaştırmak ve sarsılan imanı takviye etmek” için 18 yaşındaki İstanbullu Hoca gönderilmiştir. Hoca padişaha bağlılığından dolayı Kuvayi Milliyecilere karşıdır. Onu Akşehir’e İngilizlerle işbirliği yapan politikacılar göndermiştir. Gerçek bir vatanperver olan Hoca bu entrikalardan habersiz, samimi bir şekilde padişaha bağlılığı savunmakta, anlattıklarıyla Akşehir halkını da etkilemektedir. Adana, Antep, Maraş, Konya Kuvayi Milliye’ye katılır ama Akşehir İstanbullu Hoca’dan dolayı direnmektedir.
Çolak Salih hakkında “vur emri” çıkarılan İstanbullu Hoca’yı tanımakta ve sevmektedir. Onu Kuvayi Milliye’ye çekmek için izin alır.
Çakırsaraylı çetesinden ayrılıp kendisi çete kuran İstanbullu Hoca, Çolak Salih’in yardımıyla doğruyu görür. Birlikte Çerkez Ethem’in kuvvetlerine katılırlar. Çerkez Ethem Kuvayi Milliyecileri saf dışı bırakıp kendisi öne geçmeyi planlar.
İstanbullu Hoca Kuvayi Milliyecilere bunu haber vermek için Çolak Salih’i Akşehir’e gönderir. Salih dönüşte İstanbullu Hoca’nın bebeğinden de haber getirecektir.