9. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 94 Cevabı
1. Kızılırmak Kıyıları adlı şiirin temasını belirtiniz.
Cevap: Şiirin teması Anadolu’yu olduğundan farklı gösteren aydınlara bir çağrı olarak “Anadolu ve Anadolu’nun gerçeğidir.
2. “Çağlayan ne, / Akan kim, / Kızılırmak değil.” dizelerinde “çağlayan ne”, “akan kim” sözüyle şairin neleri ifade ettiğini belirtiniz.
Cevap: Bu ifadelerle sefaletle boğuşan Anadolu köylüsü anlatılmıştır.
3. Parça parça yarılmış öküz ardında,
Parmağı üç pare, tırnağı ak değil.
Utanır elin ayağın,
Korkarsın yakından görsen,
Eli el değil, ayağı ayak değil.
Bu bentte şair, Anadolu insanını nasıl betimlemiştir? Açıklayınız.
Cevap: Şaire göre Anadolu insanın elleri çatlamış, parmakları morarmıştır.
4. Şiirin son bendinde “Geçmiş zamanlar geleceklerden parlak değil.” dizesiyle anlatılmak istenen nedir? Açıklayınız.
Cevap: Anadolu’nun ve Anadolu insanının kaderinin geçmiş zamanlardan daha iyi olmayacağını anlatmak istiyor.
5. Kızılırmak Kıyıları adlı şiirde anlatılan Anadolu ile bugünkü Anadolu’yu kendi hayatınız ve çevrenizden hareketle karşılaştırıp sosyal ve kültürel bakımdan değerlendiriniz.
Cevap: Şiirde anlatılan Anadolu bazı aydınlar tarafından olduğundan farklı gösterilen, aslında ihmal edilmiş, sefalatle boğuşan insanların olduğu bir yerdir. Bu bilgiler ışığında bugünkü Anadolu sizce sosyal ve kültürel bakımdan nasıldır? Yorumu size bırakıyoruz.
9. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 95 Cevabı
Aşağıdaki metinlerin dil ve anlatım yönünden farklarını belirleyiniz.
Cevap: Uçun Kuşlar adlı şiirde ahenkli, sanatlı, şiirsel bir dil ve anlatım kullanılmıştır.
Mehmet Kaplan’a ait metinde ise dil göndergesel işlevde olup, sade ve açık bir anlatıma sahiptir.
Şiirde anlam çağrışıma açıktır. Verilen düz yazıda ise anlam çağrışıma açık değildir.
Uçun Kuşlar
Uçun kuşlar, uçun doğduğum yere;
Şimdi dağlarında mor sünbül vardır.
Ormanlar koynunda bir serin dere,
Dikenler içinde sarı gül vardır.
O çay ağır akar, yorgun mu bilmem?
Meh-tâbı hasta mı, solgun mu bilmem?
Yaslı gelin gibi mahzûn mu bilmem?
Yüce dağ başında siyâh tül vardır.
Orda geçti, benim güzel günlerim;
O demleri anıp bu gün inlerim.
Destân-ı ömrümü okur dinlerim,
İçimde oralı bir bülbül vardır.
Uçun kuşlar, uçun burda vefâ yok;
Öyle akarsular, öyle hava yok;
Feryâdıma karşı aks-i sedâ yok;
Bu yangın yerinde soğuk kül vardır.
Hey Rızâ, kederin başından aşkın,
Bitip tükenmiyor elem-i aşkın,
Sende -deryâ gibi- dâimâ taşkın,
Dâimâ çalkanır bir gönül vardır.
Rıza Tevfik Bölükbaşı