5. ÜNİTE ÖN DEĞERLENDİRME
1. Suyun bütün canlılar için önemini araştırınız.
İnsan ve diğer canlılar için suyun başlıca yararları:
- Su, besinlerin sindiriminde rol alırken besinlerin parçalanması ile oluşan atık maddelerin akciğer ve böbreklere taşınıp dışarı atılmasını sağlar.
- Vücudun ısı dengesini sağlar.
- Kanın %83’ü, kemiklerin %22’si, beyin ve kasların %75’i sudur. Su vücudun enerji ihtiyacının karşılanmasında önemli rol oynar.
- Deri ve cildin nemlenmesini sağlar, vücuttaki gözenekleri açık tutar. Erken yaşlanmayı, saçlarda matlaşmayı ve kabızlığı önler.
- Beyin su içerisinde görevini sürdürür. Beyinde suyun azalması beyin fonksiyonlarının kaybolmasına yol açar. Susuz kalındığında sersemlik, algılama yeteneğinde düşme, karar verme mekanizmasında bozulmalar olur.
- Böbreklerin dengeli çalışmasını sağlar.
- Vücutta oluşan toksik maddelerin dışarı atılmasını sağlar.
- Kanın işlevini yerine getirmesini sağlar. Vücuda alınan besinler veoksijen gazı kanla birlikte hücrelere taşınır.
- Hayati organlara yastık görevi yapar.
- Kayganlaştırıcı etkisi nedeniyle eklem ve organların rahat çalışma-sını sağlar.
- Nefes alıp verme sırasında boğazda kurumaları önler. Yutkunmayı kolaylaştırır ve rahat nefes almayı sağlar.
- Vücuttaki su dengesi, dikkat yetersizliği sorununu gidermeye yardımcı olur. Gerginlik, stres ve hâlsizlik hâllerinin hafiflemesine yardımcı olarak uykuyu düzenler.
- Metabolizmayı hızlandırır, günlük harcanan kalori miktarını arttırarak kilo vermeyi kolaylaştırır.
- Bitkiler topraktaki suda çözünmüş maddeleri kökleriyle alır. Suyun çözücülük özelliği bitkiler için hayati öneme sahiptir. Bitkilerin besinlerini yapmada kullandıkları temel maddeler, yapraklara kadar su ile iletilir.
- Suda yaşayan canlılar solungaçlarıyla, suda çözünmüş oksijeni alarak yaşamlarını sürdürürler.
2. Suyun Dünya’da çoğunlukla nerelerde ve hangi hâllerde bulunduğunu açıklayınız.
Dünyada Su Kaynaklarının Durumu
Dünyanın üçte ikisi sularla kaplıdır; ancak, dünyadaki toplam suyun yaklaşık yüzde 97’si tuzlu sudur. Tüm canlıların yaşam kaynağı olan tatlı suyun oranı yalnızca yüzde 3’tür. Tatlı su kaynaklarının yüzde 70’e yakını buz ve buzulların içinde hapsolmuşken, diğer yüzde 30’luk kısmı yer altındadır. Nehirler, göller gibi yüzeysel tatlı su kaynakları, dünyadaki toplam suyun yaklaşık binde üçünü oluşturur. Hızla artan dünya nüfusuna paralel olarak artan su talebiyle birlikte su kaynakları; miktar, kalite ve tüm diğer sektörel kullanımlar açısından ciddi sorunlarla karşı karşıyadır. Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 20’sine karşılık gelen 1,5 milyar insan yeterli içme suyundan yoksundur. 2,2 milyar kişiyse sağlıklı suya erişememektedir. Dünya Meteoroloji Örgütü’nün öngörüsüne göre, 2025 yılından itibaren üç milyardan fazla insan su kıtlığıyla karşı karşıya kalacaktır. Dünyada su kıtlığının ana nedenleri olarak şunlar sıralanabilir:
3. Dünya üzerindeki tatlı su kaynaklarının yüzde kaçı kullanılabilir durumdadır? Araştırınız.
Dünyadaki toplam su miktarı 1,4 milyon km3 kadar ve bu suyun %97,5’i okyanuslardaki tuzlu sudur. Kalan %2,5’in de yalnızca %0,5’i kullanılabilir durumdayken, tatlı suyun %90’dan çoğu kutuplarda ve yeraltındadır.
4. Yaşadığınız ortamdaki kullanılabilir su kaynaklarının tasarruflu kullanılması için ne yapabilirsiniz? Çözüm önerilerinizi belirtiniz.
Yeryüzündeki kullanılabilir yüzey suları miktarı oldukça azdır. İnsanlar da bu tatlı su kaynaklarını kirleterek bu miktarın her geçen gün daha hızlı bir şekilde azalmasına neden olmaktadır. Örneğin yağışların toplandığı akarsular içme ve sulama suyu olarak kullanılabilecekken akarsular sanayi atıklarının bırakılmasıyla kirletilmekte ve suyun kullanılabilirliği kaybedilmektedir. Bu nedenle sularımızı kullanırken bazı önlemler almalı, sularımızı ölçülü kullanmalıyız.
- Damlayan musluklar tamir edilmelidir.
- Mutfakta, banyoda, bahçede kullanılan su miktarına dikkat edilmelidir.
- Elimizi, yüzümüzü yıkarken; dişlerimizi fırçalarken musluklar sürekli açık bırakılmamalı, su israfı önlenmelidir.
- Fazla miktarda bulaşık ve çamaşır deterjanı kullanılmamalıdır.
- Sürekli akan suyun altında bulaşıklar yıkanmamalıdır, mümkünse bulaşık makinesi kullanılmalıdır.
- Çamaşır ve bulaşık makineleri tam doluyken çalıştırılmalıdır.
5. Sert ve yumuşak su nedir? Araştırınız.
Suyun içerisinde bir takım iyonlar vardır. Kalsiyum ve magnezyum iyonları ise suda sertliğe neden olan iyonlardır. Bu iyonları sudan uzaklaştırmak yoluyla suyu yumuşatmış oluruz. Evlerde kullanılan ve musluk suyunu yumuşatan cihazların çalışma prensibi, kalsiyum ve magnezyum iyonlarını sudan uzaklaştırmaya yöneliktir. Bu cihazlarda, suda çözülmeyen dev moleküllerden oluşan ve sodyum ile dengelenmiş negatif yüklü iyonlar vardır. Bu dev moleküllü yapılara “rezin”denir. Su cihazdan geçerken, bu rezinlerdeki negatif iyonlar sodyum yerine kalsiyumu tutarlar. Başka bir deyişle, sodyum ve kalsiyum iyonları yer değiştirirler. Böylece sudaki kalsiyum miktarı azalır ve su yumuşamış olur
6. Hava, toprak ve su kirliliğinin sebepleri nelerdir?
Su Kirliğinin Nedenleri
Yaşam kaynağı olan su dünya üzerinde hızlı sanayileşme ve artan nüfus ile gün geçtikçe kirlenmektedir. Su kirliği sudaki oksijen ve mineral zenginliği olarakta hesaplanabilir. Su kirliliği canlı ile direk bağlantılı olduğu için etkisi kısa sürede görülebilmektedir. Bir suyun kirliliği çevre koşullarıyla doğrudan etkilidir. Bölgedeki içme suyu kaynakları insan nüfusu, atık maddelerin depolanması, arıtma tesislerinin olup olmaması ve alt yapı sistemleri gibi birçok faktörden etkilenir.
Su kirliliği havadaki zehirli maddelerin yağmur ile toprağa inmesi sebebiyle toprak kirliliğiyle doğru orantılıdır. Zira günümüzde içme sularının bir bölümü yer altı sularından elde edilmekte yada göl ve barajlar yer altı sularıyla beslenmektedir.
Toprak Kirliliğinin Nedenleri
Toprak kirliliği bilimsel olarak ölçülmesi zor bir ölçüt olduğu için dünyamızda en kirli toprakların nerede olduğu bilinmemektedir. Lakin tarım ve sanayinin en gelişmiş olduğu ülkelerde bu kirliliğin bir hayli fazla olduğu düşünülmektedir. Toprak kirliliği kimyasal kullanımı, tarım ilaçları, havadan gelen zehirli yağmurlar ve su kaynaklarındaki zararlı maddeler ile kirlenmektedir.
Toprak her ne kadar çürütücü ve kendini yenileyici bakterilere sahip olsa da kirliliğin temizlenmesi bir hayli zordur. Dünyada toprak kirliliğini en yoğun olduğu ülkeler Çin ve ABD olarak bilinir. Zira bu ülkelerde tarım ve sanayi bir hayli gelişmiştir. Ancak bu ülkelerde maliyeti nedeniyle toprak kirliliği ile mücadele konusunda hiçbir çalışma yapılmamaktadır.
Hava Kirliliğinin Nedenleri :
1. Kullanılan kalitesiz yakıtlar
2. Egzoz gazları
3. Kentlerin konumu
4. Soba ve kaloriferlerin uygun şekilde yakılmaması
5. Olumsuz hava koşulları gibi olaylardır.
7. Sera etkisine sebep olan gazlar hangileridir? Atmosferdeki ozon tabakasının oluşumu nasıl gerçekleşir? Ozon tabakasının incelmesinin sonuçları nelerdir? Araştırınız.
Sera Gazları Nelerdir
Başlıca Sera Gazı Etkisi yapan ve Kyöto protokolünde sera gazı olarak kabul edilen bileşikleri
- Karbon dioksit (CO2),
- Metan (CH4),
- Nitröz Oksit (N2O),
- Hidroflorür karbonlar (HFCs),
- Perfloro karbonlar (PFCs),
- Sülfürhekza florid (SF6)
gibi gazlarlardır
Ozon Tabakasının Oluşumu
İlk canlılar, atmosferde serbest oksijen bulunmadığı için sadece oksijensiz solunum yapan canlılardı. Anaerobik solunumdan sonra fotosentez evrimi gerçekleşti, yani fotosentez yapabilen canlılar ortaya çıktı. Bu canlılar su ve karbon dioksiti kullanarak glikoz ve oksijen üretmeye başladılar. Serbest oksijen böylece atmosferin stratosfer tabakasında birikmeye başladı. Morötesi ışınlar, bu tabakadaki oksijen moleküllerine(O2) çarparak bu moleküllerin iki oksijen atomuna (O + O) bölünmesi sebep oldu. Bu oksijen atomları da oksijen molekülleriyle birleşerek ozonu oluşturdular. (O + O2 › O3). İşte ozon tabakası dediğimiz katman bu şekilde oluşmuştur. Ayrıca bu tepkimeler günümüzde de aynı şekilde oluşmakta. Ozon tabakasının üstünde yeterince oksijen bulunmadığı için tabakanın kalınlığı sınırlı ve bu nedenle daha alt tabakalara morötesi ışınlar ulaşamıyor.
Ozon Tabakasının İncelmesinin Sonuçları Nelerdir?
Ozon deliği gerçekten bir delik değildir. Ozon tabakasındaki bir incelmedir. Bu ozon tabakası gittikçe inceliyor anlamındadır. Bunun sebebi bizlerin havaya saldığı kimyasallardır. Bu kimyasal maddeler günlük yaşamımızda kullanılır ve ozon tabakasına zarar verirler. Ozon Tabakasına zarar veren kimyasal maddeler şunlardır:
1- Kloroflorokarbonlar (CFC’ler), genel olarak klima sistemlerinde, buzdolaplarında, köpük üretiminde (örneğin yataklar için), parfüm ve deodorantlarda kullanılır.
2- Halonlar, yangın söndürme cihazlarında kullanılır.
3- Metil bromid, tarımda böcek ilacı olarak kullanılır.
8. Çevreye zararlı bazı maddelerin etkilerinin azaltılması konusunda çözüm önerileriniz nelerdir?
Çevreye zararlı maddelerin etkilerinin azaltılması için aşağıdaki önlemler alınmalıdır:
- Hava kirliliğine neden olan fosil yakıtların kullanımı azaltılmalı, yenilenebilir enerji kaynakları kullanılmalı.
- Fabrikalardan çıkan baca gazları filtre edilmeli.
- Planlı yapılaşma sağlanmalı.
- Ormanlar korunmalı ve yeşil alanlar arttırılmalı.
- Binaların dış cepheleri yalıtım malzemeleri ile kaplanarak ısı kayıpları engellenmeli.
- Konut ve araçların kalorifer sistemlerinde, yanma sistemleri geliştirilerek yakıtların tam yanması sağlanmalı.
- Su ve toprak kirliliği oluşturan plastikler suya ve toprağa atılmamalı, toplanarak geri dönüşüme kazandırılmalı.
- Kanalizasyon suları, fabrika atıkları arıtılarak sulama sularına karıştırılmalı.
- Deterjan üretiminde bakterilerin kolay parçalayabileceği kimyasallar kullanılmalı.
- Tarımda topraklar aşırı ve bilinçsizce gübrelenmemeli. Toprak analizleriyapılarak bitkilere ihtiyaçları kadar gübre verilmesi sağlanmalı.
- Piller çöplere atılmamalı, ayrı kutularda toplanarak geri dönüşüme kazandırılmalı.
- Evsel ve endüstriyel atıkların toprak ve suya atılması önlenmeli.
- Buzdolabı ve klimalarda çevreye zararlı olan gazlar kullanılmamalı
- Enerjiyi verimli tüketmek amacıyla az enerji tüketen A sınıfı araçlar kullanılmalı.
- Çevrenin kirlenmemesi için gerekli önlemi almayan kuruluşlara caydırıcı cezai işlemler uygulanmalıdır.